Muhammed Mehdî hazretleri

Muhammed Mehdî hazretleri, “Onikinci İmâm”dır. 871 (H.258) senesinde Samarra’da doğdu. 888 (H.275) senesinde Medîne-i münevverede vefât etti ve orada defnolundu… Baba ve dedeleri gibi o da zamânının kutbu olup, zamânındaki bütün velîlere feyz, onun vâsıtasıyla ulaştı.
Muhammed Mehdî hazretleri vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
“Ey müslüman! İyi bil ki, gördüğün, işittiğin her şey, meydana gelen her şey, madde ve cisim, bunların hâssaları, akıllar, fikirler, düşünceler, gökler, yıldızlar yok idi. Hepsi, Allahü teâlânın istemesi ve yaratması ile var oldu. Onun yaratması ile yoktan var oldukları gibi, varlıkta kalabilmeleri, yok olmamaları için de her ân, Onun istemesine ve kuvvetine muhtaçtırlar. Sebeplerin ve şartların değişmesi ile Allahü teâlânın fiilini, yapmasını perdeliyor, bizden örtüyor. Kuvvetinin, kudretinin meydana çıkması için, yapması ve yaratması için, sebepleri, vâsıtaları araya koymuştur. Aklı olan, uyanık olan, kalb gözlerini, Peygamberlere uyarak, sürmelemiş, cilâlamış olan kimse, bu sebeplerin de, vâsıtaların da, Allahü teâlâ tarafından yaratıldığını ve her ân Onun kuvvetine muhtaç olduklarını, Onun ile var olup, Onun ile varlıkta kalabildiklerini, yoksa hepsinin cânsız, te’sîrsiz, hareketsiz ve kuvvetsiz olduklarını ve kendileri gibi olan, başkalarına te’sîr edemeyeceklerini ve kendileri gibi olan, başka şeyleri yapamayacaklarını düşünür.
Bu sebeblerin ve vâsıtaların altında, arkasında, bunları yaratan ve bunlara te’sîr ve kuvvet veren bir kudret sahibinin bulunduğunu anlar. Aklı olan kimse, cânsız bir cismin hareket ettiğini görünce, bunu hareket ettiren bir kuvvetin varlığını anlar. Durmakta olan bir cismin, kendiliğinden hareket edemeyeceğini ve ancak dışarıdan bir kuvvetin bunu harekete getireceğini bilir.

AKIL SAHİPLERİ…
Demek ki, cânsız bir cismin, hareket etmesi, bunu harekete getiren bir fâilin, bir kuvvetin varlığını akıl sahiplerinden gizlemiyor. Hareket eden cismin cânsız olması, bir fâilin, bir kuvvet sahibinin mevcut olduğunu, akıl sahiplerine haber veriyor. Bütün sebebler, vâsıtalar da böylece, Allahü teâlânın varlığını, kudretini akıl sahiplerine ilân ediyor, bildiriyor. Fakat eblehler, ahmaklar, cismin hareketini görünce, kendiliğinden hareket ediyor sanarak, kuvvet sahibini, fâili göremeyip anlayamıyor…”

Comments are closed.