Mümin doğru îtikadde olmalıdır

Mümin doğru îtikadde olmalıdır



Müminlere önce lâzım olan, Ehl-i sünnet ve cemâat âlimlerinin bildirdikleri şekilde inanmaktır. Ehl-i sünnet ve cemâat; Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i tâbiîn efendilerimiz, müctehid imâmlar ve kıyâmete kadar onlara tam olarak tâbi olanlardır.

 

İstanbul’da ziyaret yerleri-3

 

Mehmed Emîn Tokâdî rahmetullahi aleyh: İstanbul evliyâsının büyüklerindendir. 1664 târihinde Tokat’ta doğdu. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin oğlu Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretlerinin talebelerinden Ahmed Yekdest Cüryânî’den tasavvuf ilmini öğrenip, icâzet, diploma aldı. Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin türbesinde türbedâr olarak vazife yaptı. Bundan sonra da kendisine Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem türbesinde, Ravda-i mutahharada hizmet etme vazifesi verildi.

Bir defâ Kâbe’de Rükn-i Yemânî’de yaslanmışken, bir kerre Mısır’da ve bir defa da İstanbul’da Fâtih Câmii civârında Hızır aleyhisselâm ile görüştü. 1745 târihinde İstanbul’da vefât etti.

Kabr-i şerîfi, Unkapanı’na inen cadde ile Zeyrek yokuşunun kesiştiği tepe üzerinde, Soğukkuyu Pîrî Paşa Medresesi kabristanındadır. Tanıyıp sevenler kabrini ziyâret ederek feyz almaktadır.

Kendisinden nasihat isteyenlere dâimâ şöyle buyururdu: “Önce şunu iyi bilmelidir: Müminlere önce lâzım olan, Ehl-i sünnet ve cemâat âlimlerinin bildirdikleri şekilde inanmaktır. Çünkü doğru îtikâd, herkes için temeldir. Temel olmayınca binâ olmaz. Doğru îtikad her şeyden önce geldiği için, önce onu söylüyoruz. Ehl-i sünnet ve cemâat; Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i tâbiîn efendilerimiz, müctehid imâmlar ve kıyâmete kadar onlara tam olarak tâbi olanlardır.”

Mehmed Emîn Tokadi hazretleri, talebelerinden birine yazdığı bir mektupta şöyle buyurdu:

“Bu âleme niçin gelindiğini, asıl maksadın Allahü teâlâya kulluk olduğunu bilmelidir. Can bedende iken mârifetullahı [Allahu tealayı tanımayı, hep O’nun rızasını kazanmayı] isteyip, dünyâ ve âhiret seâdetine kavuşmaya çalışmalıdır.

Dünyâ dostu, mal dostu, güzellik dostu ve diğer şeylerin dostu çoktur. Allah dostu, iksir-i âzam (her derde devâ) gibi nâdir bulunan çok kıymetli bir şeydir.

Bir nefeste iki nîmet vardır. Bunun için her nefese iki şükür lâzımdır. Yirmi dört saatte, her saate bin nefes ve her nefese iki şükür olmak üzere kırk sekiz bin şükür olur. Bir insan bütün işlerini bıraksa, şükür şükür diyerek Allahü teâlâya hamd ve şükretse yine şükrün hakkını edâ edemez. Mâlûm oldu ki, [insan] Allahü teâlâya şükrün binde birini [bile] edâ edemez.”

Not: İstanbul’daki ziyaret yerlerini ve İstanbul Evliyalarını daha geniş öğrenmek isteyen Türkiye gazetesi yayınlarından İstanbul Evliyaları kitaplarına ve dinimizislam.com sitesine müracaat edebilir. ​

Comments are closed.