Müminleri sevindirmenin fazileti büyüktür…

Müminleri sevindirmenin fazileti büyüktür…



Müslümanların ihtiyaçlarını karşılamanın ve onları sevindirmenin ve güzel huylu ve yumuşak ve sabırlı olmanın fazîleti pek çoktur.

 

Ali bin Ahmed Yezdî hazretleri fıkıh, hadîs ve kırâat âlimidir. Arabistan’da Yezd kabilesine mensuptur. 473 (m. 1080)’de doğdu.  551 (m. 1156)’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Müslümanların ihtiyaçlarını karşılamanın ve onları sevindirmenin ve güzel huylu ve yumuşak ve sabırlı olmanın fazîletini ve sevaplarını bildiren hadis-i şerifler çoktur. Resulullah efendimiz bu hususta buyurdu ki:

(Müslüman, Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez. Onu sıkıntıda bırakmaz. Kardeşine yardım edene, Allahü teâlâ yardım eder. Kardeşinin sıkıntısını giderenin, Allahü teâlâ kıyâmet günü sıkıntısını giderir. Bir Müslümanı sevindireni, Allahü teâlâ kıyâmet günü sevindirir.)

(Din kardeşine yardım edenin yardımcısı, Allahü teâlâdır.)

(Allahü teâlâ, bazı kullarını insanların ihtiyaçlarını karşılamak için yaratmıştır. Dertli olanlar, bunlara sığınırlar. Bunlar kıyâmet gününün azâbından emîndirler.)

(Allahü teâlâ, bazı kullarına çok nîmetler vermiş, bunları dertli kullarına derman için sebep yapmıştır. Bu nîmetleri muhtaç olanlara vermezlerse, ellerinden alıp, başkalarına verir.)

(Bir kardeşinin ihtiyacını karşılayana, on sene itikaf sevabı verilir. Allah rızası için bir gün itikaf eden ile Cehennem ateşi arasında üç hendek uzaklık vardır. İki hendek arası, şark ile garp arası gibi uzaktır.)

(Bir din kardeşinin ihtiyacını karşılayan kimseye Allahü teâlâ, yetmişbeş bin melek gönderir. Sabahtan akşama kadar onun için duâ ederler. Akşam ise, sabaha kadar duâ ederler. Her adımı için bir günahı affolur ve bir derece yükseltilir.)

(Bir mümin kardeşinin ihtiyacını karşılamak için giden kimseye, her adımı için yetmiş sevap verilir ve yetmiş günahı affolunur. Onu sıkıntıdan kurtarınca, anadan doğmuş gibi günahlarından kurtarılır. Bu yardımı yaparken ölürse, hesapsız olarak Cennete girer.)

(Bir din kardeşinin sıkıntısını gidermek için, onunla hükûmete [mahkemeye] giderse, sırât köprüsünü ayağı kaymadan geçenlerden olur.)

(Amellerin, ibâdetlerin efdali, en kıymetlisi, bir mümini sevindirmek veya elbise vermek veya aç ise doyurmak veya herhangi bir ihtiyacını karşılamaktır.)

(Farzlardan sonra, amellerin en kıymetlisi, bir Müslümanı sevindirmektir.)