Mursi’ye yapılmak istenen

Mısır’da, ilk defa seçim ile işbaşına gelen Mursi’nin idam kararı tek kelime ile zulümdür. Kararı veren mahkeme heyeti gibi müftü de zalimdir. Mursi’ye idam verilmesinin perde arkasında çok değişik senaryolar vardır.
Mısır’da vesayet rejimine karşı çıkan, İsrail ve Batı’nın değil Mısır’ın menfaatini ön planda tutan yeni Mursilerin gelmesini önlemek bu senaryolardan sadece biridir. Vaktiyle Menderes de tıpkı Mursi gibi bu gerekçelerle idam edilmiştir.
Şimdiki Mısır’daki iktidar post modern bir Firavun rejimidir. Mursi bir tohum ekmiştir. Çok yakında birçok Mursiler ortaya çıkacaktır. Mısır Albay Nasır darbesinden bu yana Mısır ordusunun cuntası ile sözde idare ediliyordu. Şu anda Mısır Siyonizmin (İsrail’in) sömürgesidir.
Siyonizmin nihai hedefi “Nil’den Fırat’a Büyük İsrail”dir. Bu hedef çerçevesinde Nil ele geçirilmiştir. Şimdi hedef Fırat yani Türkiye’dir. Emperyalist güçler tarihte olmayan Ermenistan devletini kurarak Türkiye ile Orta Asya Türkleri arasına set çekmişlerdir.
Son yıllarda Orta Doğu’daki savaşların hedefi Türkiye ile Arap Dünyası arasına set çekmektir. İsrail, ABD ve diğerleri bu işte Kürtleri kullanmaktadır. Özgür Suriye ordusu çok sayıda kenti ele geçirmiştir. İsrail, ABD’nin talimatı ile zalim Esad ordusu, İslamiyetle ilgisi olmayan (Hadis-i Şeriflere göre) İŞID ve PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD ile iş birliği yaparak aynı safta Özgür Suriye Ordusuna saldırdılar. Çünkü üçünün de ipleri İsrail, ABD ve diğerlerinin elindedir.
Kandil “Büyük İsrail” projesinde görevlidir. PKK ise Büyük Ermenistan projesi ile görevlidir. Onların meselesi asla ve asla Kürt meselesi değildir. Zaten baktığınızda PKK’nın katlettiği 40 bin kişinin çoğunun Kürt kökenli olduğunu görürsünüz. Kürt, ırkdaşı olan Kürtleri katletmez. Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgedeki yatırım ve gelişmeyi önlemez. Aksine boğaz tokluğuna bu şantiyelerde gönüllü çalışır.
Osmanlı devrinde çok sayıda cami ve diğer eserlerde sayısız kişi Rıza-i ilahi için gönüllü çalışmış idi. Sultan Ahmed kendi adıyla anılan cami inşa edilirken, tebdil-i kıyafet yaparak sırtında taş taşımıştır. Ve güvenilir kaynaklara göre; Sultan Ahmed vefatından sonra bir büyük zat bu padişahımızı rüyasında görür. Hatırını sorar. Padişah; “kabrim cennet bahçelerinden bir bahçe” der. Büyük zat, “Sultanım Müslümanlara Sultan Ahmed Camiini hediye ettin” deyince “Hayır bu cami için affedilmedim. Caminin inşaatında tebdil-i kıyafetle sırtım ve omuzumda yara çıkacak kadar çalışmış idim. Allahü teala beni bu sebeple affetti. Ve kabrimi cennet bahçelerinden bir bahçe yaptı” der…