Mushafa bakarak okumanın fazileti

Mushafa bakarak okumanın fazileti



Kur’ân-ı kerîm okuyanın, kıbleye dönmesi ve ezberden okurken abdestli olması müstehabdır. Mushaftan okumak daha faziletlidir.

 

 

Mugire bin Abdurrahman hazretleri Mâlikî fıkıh âlimidir. 124 (742) yılında doğdu. İmam-ı Mâlik bin Enes’in derslerine devam ederek önde gelen talebelerinden oldu. Çok talebe yetiştirdi. 186 (m. 802)’de vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Kur’ân-ı kerîm okumak en mühim sünnetlerdendir. Kur’ân-ı kerîm okuyanın, kıbleye dönmesi ve ezberden okurken abdestli olması müstehabdır. Mushaftan okumak daha faziletlidir. Çünkü bunda, Kur’ân-ı kerîmin ve mushafın hakkını eda etmek vardır. Mushaftan bakarak okumakta, hem dil, hem de göz kırâata iştirâk etmiş olur. Fakat ezbere okunduğunda, kırâate sâdece dil iştirâk etmiş olur.

Kur’ân-ı kerîm her derde şifadır. Eceli gelmemiş olan şifa bulur, eceli gelen imanla can verir. Yanında Yâsin-i şerîf okunan hasta, suya doymuş olarak vefât eder ve doymuş olarak kabre girer. Ölüm hastası yanında, bir sûre okununca, her harfi için bir melek gelip, rûhun kolay çıkmasına duâ eder. Yıkanırken yanında bulunurlar. Cenâzesi ile birlikte giderler. Namâzında bulunurlar. Gömülürken bulunurlar. Hep duâ ederler. Müslüman bir hasta yanında Yâsin-i şerif okunursa, Rıdvân ismindeki melek Cennet şerbeti getirir. Suya ihtiyâcı kalmaz.

Kur’ân-ı kerîmi Ramazân-ı şerîfte çok okumalıdır. Zira Ramazan ayı, Kur’ân-ı kerîm ayıdır. Allahü teâlâ, Bekâra sûresinin yüzseksenbeşinci âyet-i kerîmesinde meâlen; “O sayılı günler Ramazan ayıdır ki, Kur’ân o ay içinde indirilmiştir. O Kur’ân, insanları hakka ulaştırır, helâl ile haramda ve dînî hükümlerde hakkı bâtıldan ayırır. Sizden her kim Ramazan ayında hazır bulunursa, onu (orucunu) tutsun, kim de hasta olur, yahut seferde bulunursa, oruç tutmadığı günler sayısınca sıhhat ve ikâmet hâlinde orucunu kaza etsin. Allah size kolaylık diler, size güçlük dilemez.” Hem buyuruyor ki: “Kaza borcunuzu tamamlayasınız da, size hidâyet ettiği şekilde Allahı tekbir ile yüceltesiniz, gerek ki şükredersiniz.” 

Yine Kadr sûresinin birinci âyet-i kerîmesinde meâlen; “Şüphesiz onu (Kur’ân-ı kerîmi), Kadir gecesinde (Levh-i mahfûzdan aşağı semâya) biz indirdik” buyuruluyor. Ramazân-ı şerîfte oruçlu kimse, mâlâyanî (lüzumsuz) şeylerden kendisini alıkoymakla vazîfelidir. Öyleyse oruçlu kimsenin, Allahü teâlâya O’nun kelâmıyla yaklaşması gerekir.

Comments are closed.