Müslümana suizan edilmez

Müslümana suizan edilmez



Kimseye suizan etmemeli sözü yanlıştır. Bunun doğrusu; “Müslümana suizan etmemeli”dir…

 

 

Sual: Bazı kimseler tarafından; “kimseye kötü gözle bakmamalı, kâfir olduğunu gösteren işine, sözüne değil, imanı olduğunu gösteren işine ve sözüne bakmalıdır. İman, kalpte bulunur, bunu da Allah bilir, başka kimse bilemez. Kalbinde iman olana kâfir diyenin de kendisi kâfir olur. Müslümanlığı açıkça kötülemeyen herkese Müslüman gözü ile bakmak, onu sevmek lazımdır” deniliyor. Bu söz doğru mudur?

Cevap: Kimseye suizan etmemeli, kötü düşünmemeli sözü yanlıştır. Bunun doğrusu; (Müslümana suizan etmemeli)dir. Yani Müslüman olduğunu söyleyen ve küfre sebep olan bir sözde ve işte bulunmayan kimsenin bir sözünden veya işinden hem imanı olduğu, hem de imansız olduğu anlaşılırsa, imanı olduğunu anlamalı, dinden çıktı dememelidir. Fakat bir kimse, dini yıkmaya, gençleri kâfir yapmaya uğraşır veya haramlardan birinin iyi olduğunu söyleyerek bunun yayılması için uğraşırsa, yahut Allahü teâlânın emirlerinden birinin zararlı olduğunu söylerse, buna kâfir denir. Müslümanları aldatan böyle ikiyüzlüleri Müslüman sanmak, ahmaklık olur.

Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde Tevbe suresinin 28. âyetinde kâfirlere Neces ve 95. âyetinde Rics yani pis buyurdu. O hâlde, Müslümanların yanında, kâfirlik pis ve aşağı olmalıdır. Ra’d suresinin 14. ve Mü’min suresinin 50. âyetlerinde mealen;

(Bu düşmanların duaları neticesizdir, kabul olmak ihtimali yoktur) buyuruldu. Müslümanlardan, Allahü teâlâ ve Peygamberi razıdır. Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmaktan daha büyük nimet olmaz.

           ***

Sual: Bazı kimseler, dinden bahsettikleri halde, niçin dinin emirlerine uymazlar?

Cevap: Allahü teâlânın nimetleri, iyilikleri, her an, insanların iyisine de, kötüsüne de, gelmektedir. Herkese mal, evlat, rızık, hidayet ve daha nice iyiliği fark gözetmeksizin göndermektedir. Fark, bunları alabilmekte ve bazılarını da alamamak suretiyle, insanlardadır. Nahl sûresinin 33. âyetinde meâlen;

(Allahü teâlâ, kullarına zulüm, haksızlık etmez. Onlar, kendilerini azaba, acılara sürükleyen bozuk düşünceleri, çirkin işleri ile kendilerine zulüm ve işkence ediyorlar) buyurulmuştur.

Nitekim güneş, hem çamaşır yıkayana, hem de çamaşırlara, aynı şekilde, parlamakta iken, adamın yüzünü yakıp karartır, çamaşırlarını ise beyazlatır.

Comments are closed.