Paris’te bir derginin basılarak 12 kişinin katli ve Yahudi marketinin basılması MOSSAD’ın bir senaryosudur. MOSSAD bu baskınla 2 hedefe ulaşmak istemiştir.
1- Fransa Filistin devletini tanıma hazırlığında idi. İsrail bu senaryo ile Fransa’ya bir mesaj vermek istemiştir.
2- Avrupa’da Müslümanların nüfusu en fazla Fransa’dadır. Avrupa’da giderek yayılan yabancı göçmen ve bilhassa Müslümanlara düşmanlığı fitillemiştir.
Fransa Parlamentosunun alt grubunda yüzde 55 oy ile Filistin’in tanınması istenmiştir. Ayrıca Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 8 ülke Filistin devletinin tanınması lehinde oy kullanmıştır. 9 oy olsaydı Filistin devleti tanınmış olacaktı.
Filistin devletinin tanınması kabul edilmiş olsaydı, İsrail’in sömürgesi olan ABD, veto hakkını kullanarak bu durumu önlerdi. Genel Kurulda Filistin lehinde oy kullananlar arasında Fransa da vardır. Fransa’da polis ve asker binlerce güç bu teröristleri canlı yakalayabilirdi. Ama teröristleri öldürme yolunu seçtiler. İyi ama neden? Bir soru daha o dört rehine niye öldürüldü?
Öldürülen bu teröristler MOSSAD ve CIA ajanı idi. Sağ yakalanmış olsalardı, çıkarılacakları duruşmada bazı gerçekleri açıklayabilirlerdi. Yahudi sermayenin hakim olduğu küresel sermaye Fransa’yı tehdit etti. Canlı yakalanırsa bankalarınızdan önemli miktarda euro ve doları çekeriz dediler.
Dünyadaki bütün terörist teşkilatlarının, IŞİD’in, Avrupa’daki Müslüman düşmanı grupların beyni CIA, MOSSAD ve İngiliz istihbaratıdır. Müslüman görünen terörist teşkilatlar da bunların emrindedir.
İslamiyet barış dinidir. Ve “bir insanın katli bütün insanların katli gibidir” anlayışı İslamiyetin ana prensibidir. Bazı cahil, ahmak, akılsız ya da menfaat karşılığı nasipsizler cihad ettiğini sanıyorlar ama aslında kendilerini cehenneme atıyorlar. Bu akılsız davranışları ile İslamiyeti bir tehdit ve Müslümanları ise terörist gibi gösterenlere hizmet ediyorlar.
Emperyalist devletler ve bilhassa küresel sermaye İslam ülkelerinin yer altı ve yer üstü hazinelerini sömürmesi ve zulümlerinin devamı için hem Müslümanlara hem de İslamiyete postmodern bir savaş açmıştır.
Maalesef Türkiye başta olmak üzere İslam ülkelerindeki sermaye bunların taşeronudur. Dünya ekonomisi 43 bin şirketin idaresinde fakat 141 ailenin hakimiyeti altındadır. Bunlar kendilerine hizmet etmeyen iktidarları darbelerle devirirler. Türkiye ise bir numaralı hedeftir.