Nakit yok ama arazi çok

Nakit yok ama arazi çok

Kendinden daha güzeli kıskanma!

“İlânı okuyan Antalyalı bir toprak zengini diyelim ki Mehmet Bey sinemaya talip olur.”   Ahmet Beyin beyaz eşya yetkilisini dolandırmadan önce göz boyama adına yaptığı sahtekârlık bakın nasıl gelişiyor?.. Ahmet Bey demek ki niyeti bozuk hâlde İstanbul’a giderken, geldiği kentte hiçbir şeyden habersiz saf bir arkadaşına elli bin lira vererek diyor ki: “Bunu İstanbul Hilton Oteli’ne benim adıma havale ediver!” Elli bin lira o yıllarda bir apartman dairesi fiyatı. Büyük para… O gariban vatandaş aklına hiçbir şey gelmeden parayı İstanbul’a dediği şekilde havale ediyor. Havale belgesi otele gelince, Ahmet Bey otel müdürünün de bilgisi olacak şekilde havaleyi alıp bankaya gidiyor. Parayı bankadan çekip, geldiği kentteki o arkadaşına geri gönderiyor. Oradaki arkadaşı, aynı parayı tekrar İstanbul’a gönderiyor. Böylece ortadaki elli bin lira, birkaç defa İstanbul ile Ahmet Beyin yaşadığı kent arasında gidip geliyor. Bu her iki günde bir gelen paralara otel müdürü de şahit oluyor. Böylece beyaz eşya satış müdürü otel müdürüne Ahmet Beyi sorunca da “parayla oynayan bir adam” olarak söylüyor. O da buzdolabı ve çamaşır makinesi siparişini hiç tereddüt etmeden veriyor. Ama verilen senetler günü geldiğinde ödenmeyince iş işten geçmiştir. Bu tür dolandırıcılıktan sonra Ahmet Bey epey zenginleşiyor. O sıralarda sinemacılık sektöründe çok iyi para kazanılmaktadır. Ahmet Bey de, kendisine bir sinema yaptırır. Bir süre sinemayı işleterek de epey para kazanır. Ama tamahkârlık ayrı bir şeydir. Bununla yetinmeyip gözünü yukarılara diker hep… Sinemayı satmayı kararlaştırır. Bir ilân verir ve avını beklemeye başlar. İlânı okuyan Antalyalı bir toprak zengini diyelim ki Mehmet Bey sinemaya talip olur. Ahmet Bey ona, alacağı sinemayı gelip bir görmesini söyler. Aralarında bir gün kararlaştırırlar. Mehmet Bey, sinemacı Ahmet Bey’le görüşmek üzere onun yaşadığı kente gider. Oradan da beraberce sinemayı görmeye giderler. Sinemanın önü oldukça kalabalıktır. Âdeta müşteriler sinemaya girmek için yarış hâlindedir. Mehmet Bey sinemayı o hâlde görünce “bunu satın alırsam çok para kazanacağım” diye düşünür. Yeterli nakit parası yoktur ama arazisi çoktur. Der ki sinemacıya: “İstediğin fiyata kabul ama nakit param yok. İstersen arazi verebilirim.” Ahmet Bey arazilerin mevkiini sorar. Mehmet Bey arazilerin Antalya Lara’da olduğunu fakat deniz kenarında olduğunu toprağının da verimsiz vb. olduğunu söyler. DEVAMI YARIN