Namazını güzel kılıyor musun?

İbâdetlerin en kıymetlisi ve İslâm dîninin temeli, her gün beş vakit namâz kılmaktır. Namâz kılmakla hâsıl olan kurb-ı ilâhî yani Allahü teâlânın sevmesi, başka ibâdetleri yapmakla nâdir nasîp olur. Her gün, beş vakit namâzı, dünyâ işlerini düşünmeden, cemâ’atle, ta’dîl-i erkân ile, abdesti dikkatli alarak ve müstehab olan vakitlerinde kılmalıdır.

Namâzın sahîh olması için, abdest almak, kullanılan suyun temiz olması, namâzı vaktinde, kıbleye karşı kılmak, namâzdaki âyetleri, tesbîhleri, duâları doğru okumak ve dahâ nice şartları, vesîleleri bilmek ve yapmak lâzımdır. Her ibâdetin de böyle şartları, vesîleleri vardır. Hadîs-i şerîfte;
(Allahü teâlâ, her gün beş vakit namâz kılmayı emretti. Güzel abdest alıp, bu beş namâzı vakitlerinde kılan, rükû ve secdelerini iyi yapanları, Allahü teâlâ, af ve mağfiret eder) buyuruldu.
İmâm-ı Gazâlî hazretleri buyuruyor ki:
“Nice abdest alanlar vardır ki, abdestlerini güzel almazlar. Nice namâz kılanlar vardır ki, namâzlarını huşû ile kılmazlar. Eğer kendilerini karınca ısırmış olsa, namâzı bırakıp o karınca ile meşgul olurlar. Hâlbuki, Allahü teâlânın azametini bilenlerin, namâzda ellerini ve ayaklarını kesmiş olsalar hiç direnmezler. Zîrâ onların ibâdetleri Allahü teâlâ içindir.”
Rebâh bin el-Hirevî hazretleri şöyle anlatır:
“Îsâ bin Yûsuf hazretleri, bir mecliste sohbet etmekte olan Hâtim-i Esam hazretlerine uğrar ve;
-Ey Hâtim! Sen namâzını güzel kılıyor musun? diye sorar. Hâtim-i Esam hazretleri;
-Evet cevabını verince;
– Nasıl kılıyorsun? deyince, Hâtim-i Esam hazretleri;
-Rabbimin emrine uyarak, korku ile kalkıyorum, emredildiği şekilde niyet ederek namaza başlıyorum. Rabbimi büyük bilip tekbir alıyorum. Tecvid kaidelerine uyarak  ve tefekkürle yani okuduklarımın anlamlarını düşünerek okuyorum. Huşû ile rükû ve tevâzu ile secde ediyorum. Teşehhüdde şartlarına uyarak  oturuyorum. Peygamber efendimizin emrettiği gibi selâm veriyorum ve selâmı Allah için yapıyorum. Namazımın kabûl olunmayacağından korkarak, korkuyla nefsime dönüyorum. Ölene kadar bu hâli muhâfaza ediciyim, cevabını verir. Bunun üzerine Îsâ bin Yûsuf hazretleri;
-Sen namazını güzel kılıyorsun buyurur.”
İmâm-ı Taberânî hazretlerinin Evsât kitabında şöyle bildirilmiştir:
“Bir mü’min namâzını güzel kılar, rükû ve secdelerini tamâm yaparsa, namâz sevinir ve nûrlu olur. Melekler, o namâzı göğe çıkarır. O namâz, namâzı kılmış olana, iyi duâ eder ve sen beni kusûrlu olmaktan koruduğun gibi, Allahü teâlâ da, seni muhâfaza etsin, der. Namâz güzel kılınmazsa, siyâh olur. Melekler o namâzdan iğrenir. Göğe götürmezler. O namâz, namâzı kılmış olana, fenâ, kötü duâ eder. Sen beni zâyi eylediğin, kötü hâle soktuğun gibi, Allahü teâlâ da, seni zâyi eylesin, der.”
Netice olarak, namâz kılarken, Allahü teâlâ ile kul arasındaki perdeler kalkar. Beş vakit namâz kılan, her gün beş kerre yıkanıp temizlenen kimse gibi, günâhlardan temizlenir. Her gün beş vakit namâzı doğru olarak kılana yüz şehît sevâbı verilir. Bunun için namâzları, emredildiği şekilde ve şartlarına uyarak kılmalıdır.