Nasihatlerin en kıymetlisi ve vaazların özü…

Nasihatlerin en kıymetlisi ve vaazların özü…



İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyurdu ki: “Bütün vaazların özü ve nasîhatlerin kıymetlisi, Allah adamları ile buluşmak, onlarla birlikte bulunmaktır.” 

 

Tarihimizde, kültürümüzde, eğitimde işin esası, hem kendisine faydalı, hem de âilesine, milletine, vatanına ve devletine, İslâmiyete ve Müslümanlara, hatta bütün insanlığa faydalı birer unsur meydana getirmek olmuştur. Şüphesiz ki, eğitimciler için nümûne-i imtisâl yani örnek insan, ideal eğitimci, Sevgili Peygamberimizdir. İnsanlar, Allah’ın ve Peygamberlerinin emir ve yasaklarına uydukları müddetçe, huzurlu ve rahat bir hayat yaşamışlar, birbirlerini sevip-saymışlardır. Emirlere ve yasaklara uymadıklarında ise, huzursuz olmuşlar, rahatları bozulmuş; ahlâksızlık, zulüm ve haksızlık bütün cemiyeti sarmıştır…

İmâm-ı Rabbânî hazretleri, “Mektûbât-ı Rabbâniyye” isimli çok kıymetli kitâbının 213. mektûbunda buyuruyor ki:

“Bütün vaazların özü ve nasîhatlerin kıymetlisi, Allah adamları ile buluşmak, onlarla birlikte bulunmaktır.” Demek ki bir Allah adamını tanımak çok kıymetlidir. Nasıl ki Eshâb-ı kirâm, Peygamber Efendimize kavuşmakla Eshâb-ı kirâm oldular ve çok kıymetlendiler. Bir Allah adamını tanıyan, bir Allah adamını seven, inanan, Allahü teâlânın sevgili bir kulunun yolunu, izini takip eden kimse de, Eshâb-ı kirâmın kavuştuğu gibi, büyük nimete, büyük devlete kavuşur. Bir kişi, bu büyükleri inkâr etmediği, onlardan şüphe etmediği müddetçe, (bi-iznillahi teâlâ) kurtulmamak ihtimali yoktur… 

Şimdi bu büyüklerden bazı nakiller yapalım:

BÂYEZÎD-İ BİSTÂMİ HAZRETLERİ BUYURUYOR Kİ: “Dilini, Allahü teâlânın ismini anmaktan başka işlerle uğraşmaktan ve başka şeyler konuşmaktan koru. Nefsini hesaba çek. İlme yapış ve edebi muhafaza et. Hak ve hukuka riayet et. İbadetten ayrılma. Güzel ahlâklı, merhamet sahibi ve yumuşak ol. Allahü teâlâyı unutturacak her şeyden uzak dur ve onlara kapılma. “Otuz sene mücâhede eyledim, nefsimin istediklerini yapmadım. İlimden ve ilme uymaktan daha zor bir şey bulamadım.” 

SEYYİD ABDÜLHAKÎM ARVÂSÎ HAZRETLERİ BUYURMUŞTUR Kİ: “Fırsat ganimettir. Ömrün tamamını faydasız işlerle telef etmemeli, Hak teâlânın rızâsına uygun şeylere harcamalı. Beş vakit namazı, ta’dîl-i erkân ile ve cemaat ile kılmalı, teheccüd namazını elden kaçırmamalı, seher vakitlerini istiğfarsız geçirmemeli. Gaflet uykusuna dalmamalı, ölümü düşünmeli, âhiret hâllerini gözetmeli. Fâni dünyanın harâm olan işlerinden yüz çevirip bâkî olan âhiret işlerine dönmeli. Dünya işleri ile zaruret miktarı uğraşmalı, diğer vakitlerde, âhireti imâr etmekle meşgul olmalıdır. Sözün kısası, Allah’tan gayrı şeylerin sevgisinden korunmalı ve bedeni dînin hükümlerine uymakla süslemeli, onunla meşgul olmalıdır. İş budur; bundan gayrısı hiçtir.”