Nasıl bir mûcize istersiniz?

(Dünden devam)
Hûd aleyhisselâm’ın kavmi, peygamber olduğuna dâir kendisinden mucize istediler. Halbuki mûcize görmüşlerdi
Ama kabûl etmemişlerdi.
Maksatları bu değildi.
Onu zor duruma sokmaktı.
Hûd aleyhisselâm;
“Ne mûcize istersiniz?” diye sordu.
Onlar;
“Rüzgârı istediğin tarafa çevir” dediler.
Hûd Nebî duâ etti.
Allahü teâlâ;
“Elinle işâret et!” buyurdu.
O da işâret etti.
Rüzgâr o yöne döndü.
Sonra büyük kayaların toprak olmasını istediler.
Hazret-i Hûd dua etti.
Bu da oldu.
“Koyunlarımızn yünleri ipek olsun” dediler.
Hûd Nebî duâ etti.
Yünler ipek oldu.
Bu plânları da suya düştü.
Birbirlerine mahcub oldular.
Azâbı çoktan hak etmişlerdi.
Nitekim azâb yüklü bir siyah bulut, Âd kavminin bulunduğu yere yaklaştı.
Onu bir kadın fark etti.
İçindeki azabı gördü.
Bir çığlık attı.
Ve bayılıp düştü.
Kendine geldiğinde;
“Sana ne oldu! Ne gördün de bayılıp düştün?” dediler.
Kadın cevâben;
“Şu bulutun içinde etrâfa kıvılcımlar saçan korkunç bir ateş gördüm ve dehşetinden bayıldım” dedi.
(devamı yarın)

Comments are closed.