“Ne benimdir, ne de senin!”

“Ne benimdir, ne de senin!”



Sultan Ferec, önemsiz bir sebepten dolayı kendi halkının üzerine ok attırıyor, Muhammed Şazili hazretleriyse buna karşı geliyordu… Mağrur sultan, bu zâtı çağırttı.

Büyük veli geldi.

Sultan Ferec, ona;

“Bu memleket benim midir, yoksa senin mi?” diye sordu.

Muhammed Şazili;

“Ne benimdir, ne de senin… Kahhar ve tek olan Allahü teâlânındır” buyurdu.

Ve kalkıp gitti.

Sultan o gün hastalandı.

Ve bir türlü iyileşemedi

Tabipler aciz kaldılar…

Sultanın has adamları bu durumu anlayıp “Bu hâl, Muhammed Şazili hazretlerinin kalbinin kırılmasındandır” dediler.

Sultan dinledi.

Ve bu veliden özür dileyince tekrar sıhhatine kavuştu…

● ● ●

Bir gün de, bazı sevdikleri bu büyük zâta “Huzura ermenin yolu nedir efendim?” diye sordular.

“Sabır’dır” buyurdu.

Ve şöyle izah etti:

“Huzuru, bir odanın içinde ‘kilitli’ farz edin. İşte o odanın anahtarı ‘sabır’dır. Sabrederseniz kapı açılır ve huzura kavuşursunuz.”

● ● ●

Gencin biri de “Hocam! Başarılı çalışma nasıl olur?” diye sordu bu zata.

Cevabında;

“Başarılı çalışma; ahirette işe yarayan çalışmadır. Meselâ kendini cehennemden kurtaramayan bir kimse, bütün dünyayı elde etse bile ne kıymeti vardır ki. Sonunda yanacak” buyurdu.

Comments are closed.