Ne buyurursa yapacak mısın?

Seyyid Taha hazretlerinin oğlu Ubeydullah, babasının yerine geçen amcası Seyyid Sâlih hazretlerine talebe olmayıp, diğer halifesi Seyyid Fehim hazretlerine tâbi olmak istedi.

Ama O, istemedi.
Buna razı olmadı.
Ve kendisine “Muhterem babanız, yerine Seyyid Sâlih hazretlerini tayin ettiler. Bu sebeple siz de, biz de onun sohbetine gidip, ona tâbi olmamız lâzımdır” buyurdu.
Lâkin o, kabul etmedi.
Hemen itiraz etti.
Bunun üzerine Fehim-i Arvasi, ona “Mübarek hocamızın kabr-i şerifine gidip soralım. Ne buyururlarsa yapacak mısın?” buyurdu.
O da “yaparım” dedi.
Birlikte kabre gittiler.
Daha hiçbir şey söylemeden, Taha-i Hakkâri hazretlerinin; “Ey Fehim! Ubeydullah’ı, kardeşim Sâlih’e götür” buyurduğunu işittiler.
Ubeydullah işi anladı…
Babasının emrine uydu.
Ve oradan ayrılıp, süratle amcasının huzuruna koştu. Amcası kendisine sarıldı ve sıktı. O anda Ubeydullah’a o kadar muhabbet geçti ki amcası “Ubeydullah’ın muhabbet ateşi, kemiklerimi eritti” buyurdu.
● ● ●
Bir gün bir talebesi, Seyyid Salih hazretlerine gelerek “Ahirette en çetin şey nedir efendim?” diye sordu.
O da cevabında;
“Kul hakkıdır, ama ‘kul hakkı’ deyince yalnız maddî haklar gelmesin hatırına. Mümini çekiştirmek, gıybet ve su-i zan, hatta mümine sert bakmak bile ‘kul hakkı’dır” buyurdu…

Comments are closed.