Ne için ağlarsınız?

Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), her gece şehri dolaşır, nerede bir noksanlık görse onu düzeltirdi. Bu kadar hassasiyet göstermesine rağmen daima ağlardı.
Yakınları üzülürdü.
Ve sorarlardı ki:
“Ne için ağlıyorsun?”
Cevaben “Bir koyun Fırat kenarında gezerken boğulsa, kıyamette onu benden sorarlar” derdi.
***
Abdullah bin Amr bin As anlatır:
“Hazret-i Ömer’in vefatından sonra hep dua eder, ‘Yâ Rabbî! Ömer’i rüyada bana göster’ diye yalvarırdım.
On iki ay geçmişti.
Duam kabul oldu.
Rüyada gördüm ve kendisine, ‘Yâ Emir-el müminin! Allahü teâlâ sana ne muamele etti?’ diye sordum.
***
Hazret-i Ömer ‘Yâ Abdullah! Sizden ayrılalı ne kadar zaman oldu?’ diye sordu.
‘Bir sene oldu’ dedim.
***
O zaman bana, ‘Şimdiye kadar sorgudaydım. Amellerimin bozukluğundan helak olmak korkusu vardı. Allahü teâlânın rahmeti gazabını aşmasaydı, mahvolurdum’ dedi.
Hayret ettim.
***
O devam edip ‘Şimdi ben ve sen bilelim ki amel defterlerimizi günahla simsiyah etmişiz. Ben ve sen, iyi işlerimizi rüzgâra vermişiz’ dedi.
Ağlıyordu.
***
Sözüne devamla ‘Ben ve sen Allahü teâlâ ve Resulüne karşı edepsizlik etmişiz. Ben ve sen dünya için meşgul olup ahiret hazırlığı yapmamışız’ dedi…”

Comments are closed.