Ne yaparsam beni takip edin!

İmâm-ı âzam Ebu Hanife hazretleri zamanında bir kimse vardı ki Hazret-i İmama haset ediyordu.
Düşmanlık besliyordu.
Bir bahçesi vardı nehir kenarında.
Bir gün bu bahçede ziyafet tertip edip, Hazret-i İmamı, talebesiyle birlikte yemeğe davet etti.
Hazret-i İmam kabul etti bu teklifi.
Ancak talebesine;
“Ben yemek yemezsem siz de yemeyin. Ne yaparsam beni takip edin” buyurdu.
Ve geldiler davet yerine.
Adam güler yüzle karşıladı.
Ancak Hazret-i İmam;
“Önce ellerimizi yıkayalım!” buyurup akar suya doğru yürüdü…
Talebeler de arkasından.
Gençler tahmin etmişlerdi ters bir şeylerin olacağını.
Ve içlerinden;
“Bakalım bu işte ne hikmet var?” diyorlardı.
Velhasıl ellerini yıkayıp da geri döndüklerinde kıvranan bir kediyi gördüler hemen sofranın yanında.
Meğer zehirliymiş yemek.
Yemeden geri döndüler.
● ● ●
Bir gün de bu büyük İmâm’a;
“Bir mümin için en kötü hâl nedir efendim?” diye sordular.
İmâm cevaben;
“Yanına rahat gidilememesidir” buyurdu.
Ve şöyle açıkladı:
“Yani bir kişi, bir arkadaşının yanına korkarak, çekinerek gidiyorsa bu hâl, o kimse için çok tehlikelidir. Zira böyle olanların ‘son nefesi’nden korkulur!”

Comments are closed.