“Nehrin suyunu bu tarafa bağla!”

“Nehrin suyunu bu tarafa bağla!”



Seyfeddin Menari hazretleri anlatır:
Kız kardeşimin oğlu Şemseddin vardı. Bir gün Şah-ı Nakşibend hazretlerinin evine, hatırı sayılır misafirler gelmişti. Biz de, yeğenim Şemseddin’le gittik.

İçeri girip oturduk.

Büyük veli bizi gördü.

Ve Şemseddin’e “Nehre git de suyu bu tarafa bağla” buyurdu.

Şemseddin emri yerine getirmekte gevşeklik gösterdi.

Sonra kalkıp gitti.

Az sonra da gelip:

“Vücudumda halsizlik oldu, suyu bağlayamadım” dedi.

Büyük veli üzüldü.

Ve Şemseddin’e

“Kendini boğazlayıp su yerine kanını akıtsaydın, bu sözü söylemekten daha hayırlı olurdu” buyurdu.

Birkaç gün geçti…

Şemseddin hastalandı.

Çaresini bulamadılar. Hâlini bana anlatınca “Hace Alaeddin-i Attar’a git arz et ve kendin için Şah-ı Nakşibend hazretlerinden şefaat etmesini rica et. Belki merhamet edip kabahatini bağışlar” dedim.

Ama o, inat etti.

Beni dinlemedi.

Alaeddin-i Attar hazretlerine gitmeyip Muhammed Parisa’ya gidip arz etmiş.

O da bunu dinlemiş.

Ve tek çare olarak;

“Senin derdin bizim tarafımızdan hâlledilmez. Senin başvuracağın yer, Alaeddin-i Attar’ın kapısıdır” demiş.

Ama onu da dinlemedi.

Alaeddin-i Attar’a gitmedi.

Ama hastalığı öyle arttı ki insanları tanıyamaz oldu. Çocuklarının isimlerini bile unuttu…