Noel, putperestlikten gelmektedir

Eski çağdaki putperestlerde veyâ çeşitli milletlerde, tanrıların, yarı tanrıların ve kahramanların efsânevî hikâyelerine mitoloji denir. Bunlarda genelde önce âyîn vardır, sonra bu âyîni îzâh için mitolojik hikâyeler uydurulmuştur. Hayâlî tanrıların ölmesi veyâ dirilmesi ile kendilerinin kurtulacağı zan olunurdu.
Kurtarıcı tanrıya inanan kavimlerin âyînlerinin en mühimi, kişinin tanrı ile birleştiğine, bütünleştiğine inandıkları, sembolik et yeme ve içki içme âyînleridir. Kurtarıcı tanrı inancı, bir müddet sonra güneş tanrısı inancı ile birleştirilmiştir. Her bir kurtarıcı tanrının, kış başlangıcında doğduğuna inanıldı. Kış başlangıcı ise, Julian Takvîmine göre 25 Aralık’tır. Hıristiyanlar da, Îsâ aleyhisselâmı kurtarıcı bir tanrı yaparak, bu târîhte doğduğunu kabûl ettiler ve bu geceyi, mîlâd ve Noel olarak her sene kutlamaya başladılar.

ÇEŞİTLİ HİKÂYELER!..
Edward Carpenter; çeşitli kurtarıcı tanrı hikâyelerinin, Hıristiyanların Îsâ aleyhisselâmın hayât hikâyesi diye inandıkları şeyler arasındaki benzerliklere dikkat çekmekte ve şöyle demektedir:
“Bu tanrılarn hepsi, Noel yani 25 Aralık veyâ buna yakın bir günde, bâkire annelerden, bir mağara veyâ yeraltında bir mahzende doğmuştur. Bu tanrıların hepsi, insanlar için meşakkatlere katlanmışlar, hepsi nûrlandırıcı, iyileştirici, kurtarıcı ve şefâat edici gibi isimler almışlar, karanlık güçler tarafından mağlûp edilmişler, Cehenneme yâhut arz küresinin diğer tarafına inmişler, hepsi de, yeniden dirilmiş ve insanların Cennete girmelerine öncülük etmişlerdir.”
Newyork Üniversitesinde târîh profesörü olan, Waelance Ferguson diyor ki:
“Hıristiyanların yortuları, putperest yortuları ile aynı târihlere rastlar. Meselâ Noel târihi, Îrân ve Roma’da güneş tanrısı Mithrasın doğum târihi idi. Ayrıca bu târih çok eskiden beri putperest dünyâsında önemli bir yortu günü idi.”
Mitoloji kahramanları üzerinde çalışmalarını The Heros, Kahramanlar isimli kitâbında toplayan Lord Raglan, hikâyelerde gördüğü hâdiseleri 22 madde hâlinde sıralamış ve hangi mitoloji kahramanının hayât hikâyesinde bunlardan kaç tanesinin geçtiğini tesbit etmiştir. Bu maddelerden onbeş tânesinin, Îsâ aleyhisselâmı anlatan, bugünkü Hıristiyanlıkta bulunduğunu da, maddeler hâlinde bildirmiştir. Bütün bunlar da, Hıristiyanlığın kaynağının putperestlik olduğunu bize açıkça göstermektedir.
Eflâtun’un Îsâ aleyhisselâm zamânında yaşadığı Burhân-ı kâtî kitâbında yazılıdır. Avrupa kitâplarında, Eflâtun’un, mîlâddan, yani Îsâ aleyhisselâmın dünyâyı teşrîfinden 347 sene önce öldüğü yazılıdır. Platon ismi de verilen bu Yunan filozofunun dersleri meşhûr olduğundan, ölüm zamânına inanılırsa da, Îsâ aleyhisselâm, gizli dünyâya gelip ve dünyâda az kalıp, göğe çıkarıldığından ve kendisini ancak oniki havârî bilip, Îsevîler az ve asırlarca gizli yaşadıklarından, mîlâd, yani Noel gecesi doğru anlaşılamamıştır. Mîlâdın, aralık 25 veyâ ocak 6 yâhut başka gün olduğu sanıldığı için, bugünkü mîlâdî senenin tam bilinemediği çeşitli dillerdeki kitâplarda yazılıdır.

BÜYÜK KOSTANTİN’İN DÎNİ
Büyük Kostantin, putperest iken, milâdi 313 senesinde Hıristiyanlığı kabûl etmişti. Milâdi 325 senesinde, İznik’te, 318 papazı toplayıp, bütün İncîllerin birleştirilerek, bir İncîl yazılmasını emretmiş ise de, papazlar, dört İncîl bırakmıştı. Bunlara eski putperestlikten de birçok şey sokulmuştu. Eflâtun’un ortaya attığı teslis, Trinite fikri, ilk yazılan bu dört bozuk İncîl’de yer almıştır. Kostantin, bu teslîs fikrini de yeni İncîl’e koydurmuştur. Ayrıca Noel gecesinin yılbaşı olmasını da kabûl etmiş, Hıristiyanlık resmî bir din olmuştu.
Müslümanın, gayr-i müslimlerin, dinî günlerine, gecelerine, paskalyalarına, Noel gecelerine hürmet etmesi, onların âdetlerini, onlar gibi yapması, îmânını tehlikeye sokar. Bezzâziyyede;
“Mecûsîlerin bayramlarında, o gün, bayram yapan Müslümânın îmânı gider de haberi olmaz” denmektedir.
Netice olarak, İsâ aleyhisselâmın doğum günü olarak kabul edilen milâd, tam bilinmemekte ve şimdi kutlanan Noel de, Hıristiyanlığa, putperestlikten alınarak monte edilmiştir. İsâ aleyhisselâm ve hakiki İsevîlikle bir alâkası yoktur.

Comments are closed.