O gece hiç uyuyamadım!..

O gece hiç uyuyamadım!..



“Ya kocam boşanma davası açarsa, ya beni bir daha eve kabul etmezse ben ne olacaktım?!.”

 

“Bu evde herkes her şeyden sorumlu olacak! Bu evde benim dediğim de olacak!”

Artık canıma tak etmişti… Bir gün annemi arayıp “ben bu adamdan ayrılacağım, dayanamıyorum” dedim. Annem “ev senin kızım, buyur gel!” dedi…

Ertesi sabah kahvaltıda konuyu kocama söyledim. “Ben babamın evine dönüyorum” dedim.

“Nereden çıktı şimdi bu?” dedi.

“Senin ilgisizliğinden ve saçma sapan yaşantından bıktım da ondan” dedim.

“Çocuk ne olacak?”

“Senin çocuğun değil mi? Al bak çocuğuna da!”

“Niye pişman olacağın işlere böyle seğirtiyorsun! Sen kimden akıl alıyorsun? Ya da kime güvenip de böyle doludizgin parlıyorsun” dedi.

Oh be… İşte şimdi anlamıştım kıymetimi. “Ha şöyle” dedim içimden “yola gel!..”

Bunun üzerine kararımda daha da direttim:

“Ben kimseden akıl makıl almıyorum. Kendi kararımı kendim veririm anladın mı?” Kocam eliyle kapıyı gösterdi:

“Sen bilirsin!” dedi.

Nasıl tuhaf olduğumu anlatamam… Hazırladığım valizimi elime alıp kapıya yönelirken bile “dur gitme!” diyeceğini ümit ettim. Kapıyı açtım. Arkama bakmadan çıktım… Arkamdan hiç ses gelmedi…

Daha adımımı atarken bir pişmanlık sardı vücudumu ama gururum izin vermedi. Geri dönmedim… Dört yaşındaki oğlum henüz hiçbir şeyin farkında değildi. Ama nasıl olsa bu gece ağlamaya başlayınca her şey kafasına dank edecekti.

O akşam babam, misafir geldiğimi zannetti. Oğlumu sordu, damadını sordu. Ben “kendim geldim” dediğimde anneme baktı, “ne oldu şimdi?” diye sordu.

Annem ise babama çıkıştı:

“Görmüyor musun ne olduğunu? Çocuk o eve hizmetçi gitmiş meğer. Ruhsuz herif ‘evde karım var’ diye ağzını açıp da bir kelime bile konuşmuyormuş. Ne yani kalkıp iki çift laf etmeyecek misin?”

Babam susmuştu. Boynunu büküp içeri gitti. Annem ise beni bir kere daha desteklemişti.

O gece hiç uyuyamadım. Sabah oğlum burnumda tütmeye başladı… Babam “kızım iyi düşün, sonra üzülme!” dedikten sonra dükkânına gitti. Evde annem var iken ona söz düşmüyordu çünkü. Annem her şeyi hâllederdi…

“Bak iki gün geçsin mum olacak, mum!” diyordu. Ama üç gün değil bir hafta geçtiği hâlde hiç arayan olmadı…  Artık ben korkmaya başlamıştım. Ya kocam beni bir daha kabul etmezse, boşanma davası açarsa, çocuğumu göremezsem ne olacaktım? DEVAMI YARIN