O geceyi hiç unutamıyorum!..

O geceyi hiç unutamıyorum!..



“Hayallerim çalındı… Kalbimi kırdılar… Geceler gündüzüm, gündüzler gecem oldu…”

 

O gece uyumadan önce yüzüğü avucumun içine aldım, sıkıca tuttum; hem dua ettim, hem Rabbime şükrettim… O gece yaşanan aksiliklerin hiçbirini aklıma getirmedim… Mutlu bir şekilde uyudum. Çok ama çok mutluydum. Koşmak, bağırmak herkese sarılmak ve içimdeki duyguları herkesle paylaşmak istiyordum. Şimdi o yaşadıklarımın ne kadar boş hayali bir şey olduğunu daha iyi anlıyorum.

Tahmin ettiğiniz gibi mutluluğum çok kısa sürdü. Çünkü ailemin de fikrini almadan, bir hayal bir hevesle başlayan bu maceram sorunlara sürükleniyordu. Annesi beni görünce trip yapıp “enseme konuş” der gibi arkasını dönüyor; bize yüz yüze söyleyemediği düşüncesini dost görünen o komşumuzla iletiyordu. Bu komşu hanım da ara bulucu gibi olsa da sanki yapıcı değil yıkıcı davranıyordu… Ama ben ne olursa olsun aklıma ayrılığı getirmek istemiyordum. Onu hiç görmüyor, konuşmuyorduk, nişanlı olsak bile neredeyse hiçbir araya gelmiyor, birbirimizi görmüyorduk. Birkaç defa beş on dakikalık uğramaları, buz gibi konuşmaları; beni de, ailemi de artık üzüyordu. Annem ne yapacağını şaşırmıştı. Bu işin sağlıklı yürümeyeceğine beni inandırmaya çalışıyordu. Zavallı saf yüreğim bir oyuna kurban gittiğimden habersizdi. Komşu hanımın başlattığı ve sürdürdüğü bu tek taraflı oyunun kurbanı bendim…

İki ay sürdü bu buhran günleri… Acaba ben kime ne kötülük yapmıştım da bunu bulmuştum? Belki düzelir ümidiyle günlerce haftalarca bekledim. Her geçen gün biraz daha uzaklaştık birbirimizden.

Derken bu ilgisiz ortama nişan yüzükleri dayanamadı… Birbirimize iade ettik… Artık benimle hiçbir ilgisinin kalmadığını bildirdi.

Neden ve niçin olduğunu soramadan, onun da bana bir cümleyle bile olsun açıklama gereği duymadan ayrıldık. Bir çocuğun eline en sevdiği bir oyuncak verilir de sonra daha oynamadan geri alınır ya işte öyle olmuştum. Geç buldum tez kaybettim, düş görmüş gibi oldum… Hayallerim çalındı… Kalbimi kırdılar… Geceler gündüzüm, gündüzler gecem oldu. Hiç kimseyle bu konuda konuşmak istemiyordum. Gururum ayaklar altında kalmıştı. Ben ona güvenmiş, geleceğimi emanet etmeye hazırlanmışken, o beni sırtımdan vurmuştu. Artık erkeklerden nefret ediyordum. Durmadan ağlıyordum…

Sevgimi kalbime gömmek için çok uğraştım. Yastığım, mendilim, kalemim sırdaşım oldu. O günden sonra kendi kendime; bir daha hiç kimseyi sevmemeye söz verdim… DEVAMI YARIN

Comments are closed.