O gençten mektup var…

O gençten mektup var…



“Söz mektuba da yer vereceğiz… Ama önce dört sene önceki mektubu bir hatırlayalım değil mi?..”
 

Bu köşenin meraklıları hatırlayacaktır Ali Başo’yu… Dört sene önce gelmişti bize mektubu… Yayınlamıştık hatırasına sadık kalarak… Aradan geçen dört sene sonra o gençten yine bir mektup geldi… Söz yeni mektubuna da yer vereceğiz… Ama gelin dört sene önceki mektubunu yeniden bir hatırlayalım olur mu?

“1993 yılında Kayseri ili Özvatan ilçesindeki Özvatan Lisesinden mezun oldum. Dershaneye gidip iyi bir üniversite kazanmak istiyordum. Babamın maddi durumu ise iyi değildi. Aileme yük olmamak için liseden sonra bir sene çalıştım. Hem dershane hem de kalacağım yurt için para biriktirdim. Kazandığım paralarımı döviz yapıyordum. Sezon başlayınca Türk lirasına çevirip ödeyecektim. Nihayet kayıt yaptırmak için paramı da alıp Kayseri’ye geldim. Parayı bir döviz bürosunda bozdurdum. Öğle namazını kılmak üzere Hunat Camii’ne geldim. Şadırvanda abdestimi alıp camiye geçtim. Bir ara elim montumun cebine gitti.

Para koyduğum cepte paramın olmadığını hissettim. Bu kez şuurlu bir şekilde ve biraz da panik hâlinde tekrar kontrol ettim. Eyvah, para yoktu. Montumun iç cebine koyduğum para yoktu… Ama ben bunu öğrendiğimde iş işten çoktan geçmişti. Çünkü caminin içindeydim ve yanımda kimse yoktu. Kim yapmıştı kimler yapmıştı bilemiyorum ama demek ki beni döviz bürosundan itibaren takip etmişlerdi. Zannediyorum abdest alırken de fırsatı kaçırmamışlar paramı çalmışlardı… 

Aileme yük olmamak için çalışıp didinip biriktirdiğim paramın bir anda yok olup gitmesi beni öyle üzdü ki tarif edemem. Kurudum kaldım bir an caminin içinde…

Sağıma soluma bakındım boş boş… Boğazım düğümlendi… Kime ne diyecektim? Kime ne anlatacaktım? Kim benim derdime derman olacaktı? Her şey bu kadar basit miydi? Bu kadar kolay mı? Hayatımın en zor günlerinden birisini yaşıyordum. Üzüntü içinde eve döndüğümde durumdan babam ve annemin haberi olmuştu. Annem o gün dedi ki:

-Üzülme benim kuzum… Hiç üzülme… Senin canın sağ olsun… Evdeki halıları satıp yine seni okutacağım… Anneciğimin o cümlesi bana o kadar moral oldu ki kelimelerle anlatamam. Hatta şu kadarını söyleyeyim ki üniversiteyi kazanmamda en büyük motivasyon kaynağım anneciğimin beni böyle desteklemesi oldu. Yurt ve dershane parasını çaldıkları için her gün belediye otobüsü ile Kayseri’ye gelip gitme kararı aldık…” DEVAMI YARIN