Ona benden selâm söyle!..

Zâhidlerden birinin “beşyüz dirhem” borcu olup, bir türlü ödeyemiyordu. Bu üzüntü ile yatıp, gece Resûlullah Efendimizi gördü rüyâsında.
Sevinçle huzûruna varıp;
“Yâ Resûlallah! Birine borcum var, bir türlü ödeyemiyorum” diye arz etti.
Efendimiz sordular:
“Borcun ne kadar?”
“Beşyüz dirhem yâ Resûlallah.”
Efendimiz aleyhisselâm;
“Yarın Ebül Hasen Kisâî’ye git, benim selâmımı söyle. Sana beşyüz dirhem versin” buyurdular.
“Başüstüne yâ Resûlallah. Ama ya bana inanmazsa?”
“İnanmazsa; “Siz her gece yüz salevât okurken, dün gece unutmuşsunuz” diye söyle, buyurdular.
O anda uyandı fakîr. Sabah gün ışıyınca koştu o zengin zâtın hânesine. Kendini tanıtıp anlattı rüyâsını. Ancak korktuğu başına gelmişti.
Zîrâ Ebül Hasen Kisâî;
“Doğru söylediğini nereden bileyim?” diyerek îtibâr etmedi.
O zaman o fakîr;
“Efendim, Resûlullah ayrıca; “Eğer sana inanmazsa, siz her gece yüz salevât okurken, dün gece unuttunuz” diye söyle” buyurdular.
Ebül Hasen bunu duyunca, sevinçle doğrulup sordu:
“Bunu Efendimiz mi buyurdular?”
Fakîr, “Evet” deyince, tahtından hızla yere inip, secdeye kapandı. Sonra kalkıp, onu sevgiyle kucakladı ve avcuna bin dirhem koyup; “Bu, Resûlullahtan selâm getirdiğin için” dedi.
Bin dirhem daha verip; “Bu da, senin ayak ücretin”, sonra beşyüz dirhem daha verip; “Bu da, Resûlullahın emrettiği para. Bir ihtiyâcın olursa, bana gel” dedi ve iltifatlarla uğurladı kendisini.
Fakîr sevinçten uçuyordu.