Onca emeğim zayi mi olacak?

Kırıkkale’den bindiğiniz yolcu otobüsü sizi Yerköy ilçesine yakın bir mesafede yol kenarına bırakıp kar savurarak uzaklaşır… Sen dağın başında kalakalmışsındır…
Eller ceplerde, arada bir çıkartıp ağzından nefes hohlayıp ısıtmaya çalışarak ilçeye gidecek bir araç beklersin gelebilir ümidiyle…
Ya da kurda kuşa yem olma korkusuyla dağ başında saatlerce ürkek ve yorgun adımlarla yürürsün… Gece yarılarını bulur eve varman.
Tabii bu zor yolculuk bir gün değil, beş gün değil… Bir kış boyu her hafta Cumartesi Pazar günleri böyle bu şekilde devam etti. Haftanın beş günü sabah yedi akşam yedi çalışan bir öğrenci garson olarak akşam eve gelince yorgunluktan gözlerimi açacak halim kalmıyordu aslında… Ama diğer taraftan ders çalışmak zorundaydım.
Üniversite birinci imtihanı daha önce kazandığım için diğer imtihanda hiç heyecan ve zorlanma olmadı.
İkinci imtihanda soru kitapçıkları dağıldı. Kitabı elime aldım. Soruları çözmek için başlayacağım sırada gözümün önüne bir yıl boyunca gece gündüz çektiğim sıkıntılar geldi.
Kendi kendime hayıflandım:
“Ya kaybedersen” dedim. “O kadar emeklerim zayi olacak” diye düşündüm. Aşırı bir heyecan oluştu… Elim ayağım titremeye başladı. Öyle ki kalemi dahi tutamıyorum.
Bu şekilde bir 15 dakika geçti. Sonra kendi kendime telkinde bulunmaya başladım:
“Kazanamazsan kazanama… Ben sebeplere yapıştım. Takdir Allahü teâlâdandır…”
Bu iç teselli ile biraz heyecanımı frenledim. O imtihan sonuçları geldiğinde yedinci tercihim olan Kayseri Üniversitesi İlahiyat Fakültesini kazandım. Tercih yaparken ilk 8-9 tercihim hep İlahiyat Fakültesi idi. Ondan sonrakiler ise sınıf öğretmenliğiydi.
İlahiyat Fakültesine kaydımı yaptırdım. Eğitim süresi beş yıl olduğu için çok zorlandım. Bir iki sene sonra bırakmak zorunda kaldım.
İşte bir tercih hatası… Maddi durumum ve zorlukları göz önüne almadan idealist bir tercih yapmıştım… O yüzden okulu bitiremedim. Ama bunun yerine iki yıllık sınıf öğretmenliğini tercih etseydim çok rahatlıkla orayı bitirebilirdim.
Buradan gençlere iki şekilde tavsiyem olacak: Birincisi sınav anında heyecan yapmamak. Siz sebeplere yapıştınız. Bundan sonra yapacağınız fazla bir şey yok. Takdir Allahü tealadandır… İkincisi tercih yaparken okuyabileceğiniz ve ailenizin maddi durumunu göz önünde tutarak, en ekonomik okulları tercih etmeniz. Sonra pişman olmanın faydası yok. Mümkünse kendi memleketinizde okuyun. Herkesin gönlüne göre bir eğitim, gönlüne göre hayırlı bir hayat diliyorum…
Sami İpek-Yozgat

Comments are closed.