Önemli olan, son nefestir

İnsanın, işine göre, ömrü ve rızkı değişir. İyiler kötü, kötüler iyi olarak değişebilir. Böylece herhangi bir kimse, ölümüne yakın, îmân edip iyi işler yaparak, son nefeste îmân ile gidebilir. Bir başkası da, inkâr edip, kötü amel işleyip, îmânsız  olarak gidebilir. Bunun için, Resûlullah efendimiz her zamân;

(Allahümme, yâ mukallibelkulûb, sebbit kalbî, alâ dînik) duâsını okurlardı ki anlamı;
(Ey büyük Allahım! Kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dîninde sâbit kıl, yânî dîninden döndürme, ayırma!) demektir.
Eshâb-ı kirâm, Peygamber efendimizin böyle duâ ettiğini işitince;
-Yâ Resûlallah! Siz de, kalbinizin dönmesinden korkuyor musunuz diye arz ettiklerinde;
-Mekr-i ilâhîden, beni kim te’mîn eder? buyurmuşlardır. Çünkü hadîs-i kudsîde;
(İnsanların kalbi Rahmânın kudretindedir. Kalbleri, dilediği gibi çevirir) buyurulmuştur.
“SANA NE OLDU?”
Mansûr bin Ammâr hazretleri şöyle bir hâdise anlatır:
“Benim tanıdığım bir kimse vardı. Beni ziyârete arzu ile gelir, ibâdetini yapar, geceleri teheccüd namazı kılardı. Gözünden yaş eksik olmazdı. Epey bir zaman onu görememiştim. Araştırdığımda hasta olduğunu öğrendim. Evine gidip kapısını çaldım. İçeri girince, evin ortasında perişan bir halde yattığını gördüm. Yüzü siyahlaşmış, dudakları şişmiş, gözleri masmâvi olmuştu. Kendisine;
-Ey kardeşim, Lâ ilâhe illallah, de, bunu dilinden bırakma dedim. Gözlerini bana dikip kızgın kızgın baktı. Sonra gene kapattı. Tekrar aynı sözü söyledim ve;
-Eğer Lâ ilâhe illallah demezsen, senin cenâzeni yıkamam, namazını kılmam dedim. Tekrar gözlerini açıp;
-Ey kardeşim Mansûr, bu Kelime-i tevhîd ile benim arama bir engel kondu deyince, ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm’ dedim. Sonra ona;
-Ey arkadaş! Sen namaz kılıyordun, oruç tutuyordun, geceleri teheccüd kıldığını söylüyordun ne oldu bu ibâdetlerin? diye sorunca;
-Evet bunları yapıyordum. Fakat Allah için değil, insanlar görsün diye, gösteriş olarak yapıyordum. Kendi başıma evime çekilince, kapıyı kapatıp, perdeyi çeker şarap içerdim. Rabbime isyân edip, günâh işlerdim. Bir müddet bu hâl üzere devâm ettim. Ben bu kötü halde iken bir hastalığa yakalandım. Ölmek üzere iken çocuklarıma;
-Beni evin ortasına çıkarın ve elime Kur’ân-ı kerîmi verin, dedim. Kur’ân-ı kerîmi alıp, okuya okuya Yâsîn sûresine geldim ve;
-Yâ Rabbî! Bu Kur’ân-ı kerîm hürmetine bana şifâ ver, bu ağır hastalıktan kurtar. Bir daha günâh işlemeyeceğim diye duâ ettim. Duâm kabûl olunup hastalıktan kurtuldum. Fakat iyileşince, tekrar eski hâlime dönüp yine günâhla ve isyân ile vakit geçirmeye başladım. Şeytan beni yine saptırdı. Tövbemi bozdum ve günahlara daldım. Bir müddet sonra yine şiddetli bir hastalığa yakalandım. Neredeyse ölecektim. Yine evin ortasına çıkarmalarını ve Kur’ân-ı kerîmi elime vermelerini söyledim. Önceki gibi duâ ettim ve hastalıktan yine kurtuldum. Ama yine tövbemi bozdum ve günâhlara daldım. Şiddetli hastalığa bir daha yakalandım. Duâ etmek için beni evin ortasına çıkarmalarını söyledim. Bu amansız hastalıktan kurtulmak için duâ edince gaibden bir ses, defâlarca tövbemi bozduğumu ve artık kurtulamayacağımı söylüyordu…
Bunları anlatınca, ibret ve dehşet içinde yanından ayrıldım. Evinden biraz uzaklaşınca, öldü haberini aldım. Allahü teâlâdan sonumuzu hayır eylemesini dileriz. Nice kimseler çok namaz kılıp, oruç tuttuğu halde şeytana ve nefsine uyup sapıtmıştır!”
İMÂN SELAMETİ…
Mü’min ve kâfir, son nefeste belli olur. Birçok kimse, bütün ömrünce kâfir kalıp, sonunda îmâna kavuşabilir. Bütün ömrü îmân ile geçip, sonunda tersine dönen de olur. Kıyâmette, son nefesteki hâle bakılır. Bunun için İmâm-ı Rabbânî hazretleri talebelerine sık sık;
“Kendinizi, son nefeste îmân selâmetine kavuşmanızı düşününüz! İcâzetnâme, diploma ve mürîdler, talebeler o ânda işe yaramaz” buyururlarmış.
Netice olarak, insanın iyiliği, kötülüğü, Cennetlik veya Cehennemlik olacağı, son nefeste belli olur. Çünkü Peygamber efendimiz;
(Bir kimse, bütün ömrünce Cehennem ateşine götürecek günâhlar yapar. Bu kimse, ömrünün son günlerinde, Cennete götürecek iyilikler yaparak, Cennete gider) buyurmuştur.

Comments are closed.