Onu kâfirlerin şerrinden koruyun!

Habîb-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) hazretlerine, Allahü tealadan Medine-i münevvere’ye hicret etmesi emrolundu. Hak katından;
“Sultan-ı kâinatın döşeğine Hazret-i Ali girsin!” diye emredildi.
***
Efendimiz emri aldı. Hazret-i Ali’yi çağırdı. Kendi saadethanelerinin işlerini, halkın kendisine verdiği emanetlerin sahiplerine teslim edilmesi işini ve Mekke’de kalan Sahabileri gözetmeyi, Hazret-i Ali’ye havale edip;
“Bu gece benim yatağımda sen yat!” buyurdular.
***
Ve gece oldu. Kâfirler geldiler. Sultan-ı kâinatın evinin etrafını kuşattılar. Allahü sübhanehu ve teala, bütün kâfirlere uyku verdi. Şeytan da kâfirlerle beraber idi.
Kâfirler uyudular.
Şeytan da uyudu.
***
Resulullah Efendimiz evinden çıkıp gittiler. Allahü teala Hazret-i Mikâil’e ve Hazret-i İsrâfil’e;
“Siz ikiniz, arslanım Ali’nin yanına yetişip, onu kâfirlerin şerrinden koruyun!” diye emretti.
İki büyük melek göz açıp kapayıncaya kadar Hazret-i Ali‘nin yanına yetişip, biri başucunda, diğeri ayak ucunda durup beklediler.
***
Az sonra şeytan uyanıp; “Vay! Muhammed kaçtı!” diye bağırdı.
Kâfirler;
“Nasıl bildin?” dediklerinde;
“Ben uyku nedir bilmezdim. Bu gece uyudum. Demek ki Muhammed bana sihir yapıp uyuttu” dedi. Bunu duyan kâfirler birden hücum edip, içeri girdiler. (Devamı yarın)

Comments are closed.