Ortadoğu’daki kaosun temeli

Ortadoğu’da bir “eksen kayması” söz konusudur. Halk demokrasi, çok partili rejim, insan hakları, hukukun üstünlüğü, barış, ülkenin zengin kaynaklarından azınlık ve dış güçlerin değil milletin pay almasını, adalet ve huzur istiyor. 
Ortadoğu’daki ülkelerin (Türkiye hariç) iktidarları ise bunun tersini istemekte ve halkın bu isteklerini şiddet ve silah ile önlemeye çalışmaktadır. Bu dikta rejimlerin, diktatörlerin yanında ve arkasında İsrail, ABD, AB ve Rusya vardır. Türkiye Ortadoğu’da yaşayan halkın ve onların isteklerinin yanındadır. 
Başta İsrail olmak üzere, ABD, AB ve diğerlerinin Ak Parti iktidarına karşı olması bu sebebe dayalıdır. Batı dünyası hiçbir zaman güçlü bir Türkiye görmek istemez. Ülkeyi karıştırmak için Gezi olayları, PKK ve hertürlü terör ve anarşiyi başta Almanya ve İsrail olmak üzere Batı yaptırmaktadır. Ortadoğu ülkelerinde (Türkiye hariç) ordunun görevi dikta rejimi savunmak ve karşı güçleri katletmektir. İnkarı mümkün olmayan gerçek şudur ki: Ak Parti iktidarına kadar Türkiye’nin dışpolitika başta olmak üzere hertürlü politikasında Batı’nın menfaatleri ön planda idi. 
Ortadoğu’daki hadiselerin tahlilinde Dışişleri Bakanı Ahmed Davudoğlu’nun şu sözleri Türkiye’nin görüşüdür: “Sykes- Picot haritaları ile sonra sömürge yönetimleriyle, sonra suni çizilmiş haritalar üzerinde ortaya çıkan ve herbiri diğerini suçlayan ulusçuluk ideolojilerine dayalı devlet anlayışlarıyla gelecek inşa edilemez. Sykes- Picot’un bize çizdiği o kalıbı kıracağız.” Sykes- Picot Osmanlı İmparatorluğunun Türk olmayan bölümlerinin İngiltere ve Fransa arasında paylaşılmasını ifade eder. Bu anlaşmaya göre: Lübnan’ı içine de alan bölümü Suriye adı altında Fransızlara; Irak ve Filistin’i içine alan kısım ise İngiltere’ye veriliyordu. Davudoğlu, 1919’da sınırları çizilen ve kurulan devletlerin suni ve artık hükümsüz olduğunu ifade ediyordu. 
Napolyo’nun yürüyüş marşında dahi “Pantant Pour la Syrie” adı ile Suriye geçer. İngilizler Arapları “Arap Devleti” ile kandırdılar ve Osmanlıya isyana teşvik ettiler. İngilizler ayrıca 1517’de Yavuz Sultan Han’ın Hilafeti çaldığı fikrini yaydı. Böylece Hilafeti kullandılar. Şerif Hüseyin ölüm döşeğinde şu itirafı yapmıştır: “Biz Arapların bugüne kadar başına gelen ve bundan sonraki gelecek felaketler İslam Devleti Osmanlıya ihanetimizin cezasıdır.” Bugünkü bölünmüş Arap ülkelerindeki S. Arabistan başta olmak üzere şeyh, emir, sultan ve devlet başkanları Osmanlıya ihanetin bedeli olarak verilmiş bir hediyedir! Osmanlı Devleti İsrail Yahudi Devletinin kurulması için yıkılmıştır. Bazı dış politika uzmanlarına göre Birinci ve İkinci Dünya Savaşı Yahudi Devleti kurulması için çıkarılmıştır. Bugün Ortadoğu’da krizin ve kaosun temeli İsrail’dir. Bu kaos Baltaur Deklarasyonu ile başlar. Her fitnenin, savaşın tohumunu İngiltere ekmiştir. Baltour Deklarasyonu İngiltere Dışişleri Bakanı Arthour Baltour 2 Kasım 1917’de uluslararası Siyonist hareketin liderlerinden Lord Rothschild’e mektup göndermiştir. “Filistin topraklarında bir Yahudi milli yapılanması (devleti) tesisine İngiliz hükümetinin destek vereceğini” bildirmiştir. ABD, Fransa ve İtalya destek verdiler. İsrail 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler kararı ile kuruldu. Sadece 1 oy fark ile… (bu bir oy İnönü’nün emri ile Türkiye’ye aittir.) Ak Parti iktidarına kadar Türkiye İsrail’in yanında yer aldı. (halka rağmen) Bazı İsrailli yazarlar Türkiye büyük İsrail, İsrail küçük İsrail dediler. 
Hem küresel hem de bölgesel sahnede çok hızlı gelişmeler oluyor. Ortadoğu Osmanlının yıkılışından sonra kırılgan dengeler üzerine kurulmuştur. İran ile ABD ve Batı’nın arasındaki buzların erimesi İsrail ile ABD’nin Körfez’deki müttefiklerini telaşlandırmıştır. İsrail ise “blöf yapmıyoruz. Vuracağız” diyor. İsrail ile Suudi Arabistan yakınlaşmış. Bazı kaynaklara göre İran’a karşı beraber hareket edeceği söyleniyor. Türkiye ile Irak’ın az da olsa ilişkileri Batı’yı telaşlandırmış. Ve Güneydoğu’da anarşinin arkasında Batı vardır. 
Osmanlıya ihanet edenlerin hali malumdur. Şu anda Osmanlının varisi Türkiye’ye ihanet edenler  gelecekte büyük felaketlerle karşılaşabilir. Suriye’de 150 bin kişinin katli ve Suriye’yi enkaza çeviren Esad’ın arkasında Rusya- ABD- İran ittifakı vardır. 
Mısır’daki askeri cunta Rusya ile yakınlaşmaktadır. Askeri anlaşma başlangıçtır. Türkiye Ortadoğu ve Kafkasya’dan gelecek petrolün güzergahı olmaktadır. İslamiyetin yasak ettiği “kavmiyetçilik” üzerine olan bazı Kürtler İsrail ve ABD’nin taşeronudur. Emperyalist güçler ve Türkiye’deki uzantıları “Barış süreci”nden rahatsızdırlar. Gaybı Allahü teala bilir. Tahmin caizdir. Ortadoğu’da dikta rejimlerin ve onu destekleyen İsrail, ABD, Rusya, İran bu gölgede son günlerini yaşamaktadır.

Comments are closed.