Ortalık karışmıştı!..

Hazret-i Alî “radıyallahü anh” anlatıyor: Huneyn günü ortalık karıştı. Gaziler şuûrsuzca dağıldılar. Öyle oldu ki;
Resûl-i ekrem “aleyhisselâm” Efendimiz düşman askerlerinin arasında tek başına kalmıştı.
Ama duraklamadı.
Atını mahmuzladı.
Düşmana daldı.
Hem binlerce düşmana.
Ve tek başına.

YÜZ MÜCÂHİT…
Hazret-i Abbâs ile hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü anhümâ” bunu gördüler. Yüz kadar Mücâhit ile arkasından sür’atle at koşturdular.
Yetişip yaklaştılar.
Etrâfında halka oluşturdular.
Biri dizginini tuttu.
Diğeri üzengisini.
Böylece hızını kestiler.
Onu düşman içinde yalnız bırakmadılar.

BİR MÛCİZE…
Asr-ı saâdette bir hanımın oğlu dünyaya geldi. Ancak üç dört yaşına geldiği halde konuşamıyordu yavrucak.
“Dilsiz”di yâni.
N’apsın kadın.
Çocuğu kucakladı.
Koştu Resûlullah Efendimiz’in huzûr-i şerîflerine.
Ağlayarak arz etti.
Resûl-i Ekrem “aleyhisselâm” hazretleri o çocuğu dizlerine oturttu.
Başını okşadı.
Sırtını sıvazladı.
Çocuk konuşmaya başladı.
Hem de “bülbül” gibi.
Annesi sevinçten uçuyordu…