Osmanlı Şeyhülislâmı; Şerifzâde Ataullah Efendi

Ahkâm-ı İslamiyeye uyan, yani İslamiyetin gösterdiği yolda giden kimsenin hayatı hastalıkla geçmez
Şerifzade Ataullah Efendi yüzyirmialtıncı Osmanlı şeyhülislâmıdır. 1760’ta İstanbul’da doğdu. Tahsilini ta­mamlayarak genç yaşta müderris oldu. 1804’te Rumeli kadıas­keri oldu. 1806’da şeyhülislâmlığa getirildi. 1810’da azledildi ve Aydın-Güzelhisar’a yerleşti. 1811’de orada vefat etti. Buyurdu ki:
İslam dini sağlığı korumaya büyük önem vermektedir. Resulullah Efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem”, bu hususta birçok hadis-i şerifleri vardır. Bir defa, Bizans İmparatoru Heraklius birkaç hediye göndermişti. Bu hediyelerden biri, bir doktor idi. Doktor gelince dedi ki:
-Efendim! İmparator hazretleri, beni, size hizmet için gönderdi. Hastalarınıza bedava bakacağım!
Resûlullah Efendimiz kabul buyurdu. Emreyledi, bir ev verdiler. Her gün nefis yiyecek, içecek götürdüler. Günler, aylar geçti. Bir Müslüman doktora gelmedi. Doktor utanıp gelerek;
-Efendim! Buraya, size hizmet etmeye geldim. Bugüne kadar bir hasta gelmedi. Boş oturdum, yiyip içip rahat ettim. Artık gideyim, diye izin isteyince, Resûlullah Efendimiz tebessüm ederek;
-Sen bilirsin! Eğer daha kalırsan misafire hizmet etmek, ona ikram etmek Müslümanların başta gelen vazifesidir. Gidersen de uğurlar olsun! Yalnız şunu bil ki burada senelerce kalsan sana kimse gelmez. Çünkü eshabım hasta olmaz! İslam dini hasta olmamak yolunu göstermiştir. Eshabım temizliğe çok dikkat eder. Acıkmadıkça bir şey yemez ve sofradan, doymadan önce kalkar! buyurdu.
Müslüman, yani İslamiyetin emirlerine uyan hastalık çekmez. Müslümanlardan hastalık çekenler, emirleri öğrenmeyenler ve yapmayanlardır. Evet, ölüm hastalığı herkese gelecektir. Bu hastalık mü’minlere bir nimettir. Ahiret yolculuğunun habercisidir. Hazırlanmak, tövbe, vasiyet etmek için habercidir. Cenâb-ı Hak çeşitli hastalıkları ölüme sebep kılmıştır. Eceli gelen bir hastalığa yakalanacaktır. Ahkâm-ı İslamiyeye uyan, yani İslamiyetin gösterdiği yolda giden kimsenin hayatı hastalıkla geçmez. Fakat Peygamberlerden başka herkes nefsine uyabilir. Günah işleyebilir. Cenâb-ı Hak günah işleyen Müslümanları illet, kıllet veya zilletle ikaz etmekte, gafletten uyandırmaktadır.