Osmanlının sırları

Ankara Savaşında Timur’un ordusuna yenilen Osmanlı bunalım geçirdi. Öz be öz Türk olan birçok beylik Osmanlıya ihanet ederken, Balkanlar’daki hıristiyanlar eski zulüm günlerine dönmemek için Osmanlı devletine sadık kaldı. Ancak 19. Asırda Avrupa’daki misyoner okullarında ve kiliselerde yetişen misyonerler Osmanlıyı içten parçaladı.
Osmanlı devleti nasıl olup da gelmiş geçmiş bütün medeniyetler (Mısır- Fenike- Mezopotamya- İslam- Pers- Bizans- Eski Yunan- Girit, Roma, Orta Asya, Kafkasya, Balkan) coğrafyasına hakim olmayı başardı? Osmanlı medeniyetinin çeşitli kültür, din, mezhep ve milletlerle barış içinde asırlarca yaşamasının hikmeti nedir? Müslüman Türkler dünya tarihini şekillendiren bu kurucu iradeyi nereden aldı?
Osmanlının varisi olan Türkler, bu kurucu iradeyi, dünyaya adalet ve huzur getirmek, İslamiyetin en güzel halleriyle yayma hasletlerini halen genlerinde taşıyorlar mı?
Osmanlı coğrafyasında Türkiye’nin güçlenmesini asla istemiyorlar. Müslüman Türkler, bu kurucu iradeyi yeniden fiiliyata geçirecek bir manevi kabiliyet geliştirirlerse, ABD, AB ve Çin’in başını çektiği dünya düzeni ile küreselleşmenin ardına sığınan G-8’in sömürü çabaları darbe alır. Osmanlı devrinde ölü bulunan kadın kınalı, erkek sünnetli ise Müslüman mezarlığına gömülürdü. Kına süs olduğu gibi vücutta stresi yok eder.
Osmanlı devleti 17. Yüzyıl sonuna kadar bütün dünyaya ilaç satıyordu. İstanbul’da 700 doktor, 80 göz doktoru, 700 operatör, 794 şifalı çiçek ve yiyecek yapanlar (eczacı) vardı. Aynı tarihte, İstanbul’da 9 hastane mevcuttu. Bunlardan Fatih, Süleymaniye, Sultan Ahmet, Haseki Sultan hastaneleri ve birçok şubeleri faaliyette idi. Ayrıca Dar’ül-cünun da (akıl hastanesi) akıl hastaları özel usullerle tedavi ediliyordu. 2. Beyazıd Han, Akkirman Seferine giderken 1485 yılında Avrupa’da eşi olmayan muhteşem Bimaristan’ın (hastahane) temelini attı. Bu eser iki senede bitirildi. Almanların ünlü mimarı FrederikŞöl, bu binanın 17. Yüzyılda örnek olduğunu Bradford, Stutgart, Berlin, Anvers ve Londra hastanelerinin bu Türk eserini taklit ederek yapıldığını kaydeder.