Öyle pınarlar vardır ki…

Öyle pınarlar vardır ki…



Bir kimse şöyle anlatır: Kayyum-i Zaman hazretleri (rahmetullahi aleyh); bir zaman Kabil’e gelmiş, benim evimde misafir kalıyordu.

Benimse ayaklarımda “nikris” denen bir rahatsızlık vardı.

Bu sebeple doktorlar soğuk su içmemi yasaklamışlardı.

Mevsim yaz idi.

Hava çok sıcaktı…

Hararet oluyordu.

Kayyum-i Zaman hazretleri bir gün bana dönüp;

“Öyle pınarlar vardır ki, suyu kardan soğuk olur. Bu yakınlarda böyle bir pınar var mı?” diye sordu.

Ben cevaben;

“Yoktur efendim” dedim.

Bana bir baktı.

Ve tebessümle;

“Görmeden cevap verme, kalk, o pınarı ara” buyurdu.

Olmadığını biliyordum.

Lâkin emirlerine uymuş olmak için aramaya çıktım.

Daha kapıdan çıkar çıkmaz bir “pınar” gördüm az ileride.

Hemen oraya koştum.

Yerden kaynıyordu.

Sütten beyazdı.

Kardan soğuk…

Eğilip avucumla içtim.

Gayet nefis su idi.

Evden bir kap getirdim.

Doldurup kendilerine arz ettim.

Ve merak içinde;

“Efendim, burada hiç böyle bir su yoktu. Bu, zât-ı âlinizin himmetiyle hâsıl oldu” dedim.

Allahü teâlâya şükretti.

Bu pınara, “Nur Pınarı” ismini verdi.

O pınar, uzun yıllar öylece aktı…