Özbekistân’ın önemi

İlk defa, 1996 yılının Zilhicce ayında ziyâretle şereflendiğimiz Özbekistân’a, 2007 yılında iki seyâhat daha yaptık. Gazetemizde yazdığımız muhtelif makâlelerde, o seyâhatlerden, Özbekistân’daki ziyâret yerlerinden uzunca bahsettik; onlardan hacimli bir Özbekistân dosyası da oluştu.
Ma’lûm olduğu üzere, Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselâm) meâlen: “İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmemiş olur” buyuruyorlar. Edebiyâtımızda da, “Ma’rifet iltifâta tâbidir; müşterîsiz metâ’ zâyidir” denilmektedir. Onun için yapılan iyi işleri takdîr, tebrîk ve teşekkürle karşılamalıdır; kavuşulan nimetlerden dolayı da Cenâb-ı Hakk’a şükretmelidir.
Başta, Özbekistân Cumhûrbaşkanı Sayın İslâm Kerimov olmak üzere, bütün Devlet yetkililerinin, târihî ve turistik eserlere, ziyâret mahallerine, Ulemâ ve Evliyânın türbe ve makâmlarına, Câmi, Mescid, Medrese ve külliyelere gösterdikleri yakın ilgi ve yapılan restorasyonlardan dolayı çok mütehassis olduk. Emeği geçenlerin hepsine teşekkür borçluyuz. Bu güzel çalışmaları bütün dünyâya tanıtmak da bizim görevimizdir.
Bilhâssa İmâm Buhârî, İmâm Mâtürîdî, Abdülhâlık Goncdüvânî, Seyyid Emîr Külâl (Gilâl), Seyyid Şâh-ı Nakşibend gibi büyük zâtlara gösterilen alâka ve türbelerinde yapılan çevre düzenlemesi çok güzel olup her türlü takdîrin üzerindedir. Diğer büyük zâtların türbelerine de aynı i’tinânın gösterilmesini arzû ediyoruz. Başta Türkiye olmak üzere, İslâm âleminin her yerinden oralara ziyârete gitmek isteyen pek çok kardeşimiz için, ziyâret mahallerinde uygun sosyal tesîslerin yapılmasını da yetkililerden önemle istirhâm ediyoruz.

ZİYÂRET MAHALLERİ
Buhârâ ve civârında, “Silsile-i Aliyye Büyükleri” diye meşhûr olan büyük âlim ve velîlerden Abdülhâlık Goncdüvânî, Ârif-i Rivegerî, Mahmûd-i İncirfağnevî, Alî Râmitenî, Muhammed Bâbâ Semmâsî, Seyyid Emîr Külâl, Seyyid Muhammed Behaeddîn-i Buhârî Şâh-ı Nakşibend Hazretleri ve vâlidesinin türbe ve külliyeleri bulunmaktadır.
Buhârâ’da, Leb-i Havz Câmii, Mîr Arab Medresesi, Kalan Minâresi, Ark Kalesi gibi târihî ziyâret mekânları da mevcuttur.
Buhârâ’ya 286 km mesâfede bulunan Semerkant’ta, Şâh-ı Zinde Kabristânı’nda Eshâb-ı kirâmdan ve Peygamber Efendimizin amcazâdesi Kusem bin Abbâs (radıyallahü anhümâ) külliyyesi, İmâm Buhârî, İmâm Ebû Mensûr-ı Mâtürîdî, Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr ve Ebülleys-i Semerkandî‘nin türbeleri, Hazreti Danyâl Peygamber‘in makâmı, Timur Hân‘ın türbesi, Bibi Hanım, Rûhâbâd ve Hazreti Hızır aleyhisselâm mescidleri, Uluğbey Rasadhâne ve Medresesi, Tilla Kârî ve Şîrdâr Medreseleri, Registan Meydânı gibi târihî ziyâret mahalleri vardır.
Semerkant’tan 200 km ilerideki [Kaşkaderyâ vilâyetine bağlı] Kitap şehrinde, Asfaroz köyünde “Silsile-i aliyye” büyüklerinden Dervîş Muhammed ve Emkene köyünde de Hâce Muhammed Emkenegî hazretlerinin kabirleri bulunmaktadır.
Semerkant’tan 320 km ileride olan Taşkent’te ise, Orta Asya’nın en yüksek “Döner Kule”si unvanına sâhip Taşkent TV Kulesi, Zengi Atâ türbe ve külliyyesi, Nûreddîn-i Taşkendî türbesi, Emîr Timur Hân müzesi ve meydânı, Halklar Dostluğu meydânı, İstiklâl meydânı, 10 bin kişinin aynı anda ibâdet etmesine imkân veren Hasti İmâm Câmii, Alî Şîr Nevâî müzesi, Barak Hân Medresesi, Kökeldâş [Kökel Taş] Medresesi ziyaret edilebilir.

İPEK YOLU GÜZERGÂHI
“Mâverâünnehr”in bir parçası, eski “Türkistân diyârı”nın bir bölümü, “İpek Yolu” güzergâhı olan o güzel “Özbekler Yurdu”na yaptığımız, bir rüyâ gibi olan bu unutulmaz ziyâretlerin tadına biz doyamadık. İslâm âlemindeki en büyük âlim ve velîlerin bulunduğu mahallerin ziyâretini, asırlarca öncesinden beri devâm edegelen târihî ve turistik mekânların gezilmesini ve görülmesini herkese tavsiye ediyoruz.
Herkese, ma’nevî açıdan ve tabîî güzellikler bakımından çok zengin olan o kültür diyârını görmelerini, çok büyük ulemâ ve evliyâ yatağı olan o mübârek toprakları ziyâret etmelerini, dünyânın en nâdîde ahşâb işlemelerini ve çini örneklerini incelemelerini tekrâr harâretle tavsiye ederim.