Pazarda satılsa…

Anadolu’da yetişen velilerden Garip Hafız zamanında üç kişi vardı ki Hazret-i Muaviye’yi sevmez, ona buğz ederlerdi.
Bir gün Garip Hafız’ın sohbetine gelip “Efendi! Muaviye hakkında ne buyurursunuz?” diye sordular.
O bunları dinledi.
Sonra buyurdu ki:
“Hazret-i Muaviye, sahabedendir… Efendimiz’in kayınbiraderidir ve sevdiği bir zattır… Onu sevenler selamette, kötüleyenler azaptadır.”
*
Garip Hafız’ın ziyaretine gelen bir kişi “Hoca Efendi! Ben de sizin gibi olmak istiyorum” dedi.
Mübarek ona baktı.
Ve şu beyti söyledi:
Pazarda satılsa otuza kırka
Ben dahi alırım öyle bir hırka
*
Bir gün de biri gelip “Efendim! ‘Nefsini tanıyan, Rabbini tanır’ hadîs-i şerifini izah eder misiniz” diye rica etti.
Garip Hafız dinledi.
Sonra bir “Ah” dedi.
Ve buyurdu ki:
“İslamiyeti öğrenip ona göre amel etmek, bundan daha önemlidir.”
*
Bunu söyledi.
Sonra da “O gün dağların paramparça olduğunu görürsün” mealindeki âyet-i kerimeyi okudu.
O, bunu dinledi.
Garibine gitti.
Kendi kendine “Ben nefis’ten sordum. Efendi bana, dağların yıkılacağından bahsetti” diye düşünürken “Nefis dağı, şu gördüğün dağlardan çok daha kavi ve kuvvetlidir. Onu parçalamadan dosta kavuşulamaz” buyurdu.