“Peki diğer görevlerimiz ne?”

“Peki diğer görevlerimiz ne?”



İyi bir insanmış “doğru söylüyorsun, selamı unuttum, selamünaleyküm” dedi.

 

Bursa’da Maarif Müfettişi olarak görev yapıyorum ama aslen Balıkesirliyim. Dolayısıyla altı yıldır hafta sonlarında bezen de hafta içinde komşu il olan Balıkesir’e gidip geliyorum.

Bugünlerden birindeydi… 28 Nisan 2017 Cuma günüydü… Balıkesir’den Bursa’ya gitmek için sabah 06.00 otobüsüne bindim. Benden 5 dakika sonra da 50 yaşlarında bir beyefendi otobüse bindi. Yanıma geldi. Göz göze geldiğimizde de;  “Beyefendi cam kenarı benim” dedi.

“Zaten boş buyurun geçin” dedim.

Geçti yerine oturdu. Hiç selam da vermedi.

“Beyefendi, dedim. Şekil şemailinize göre sizden selam vermenizi beklerdim. Hani dinimizde Müslümanın Müslüman üzerinde 5 hakkı vardır. Bunlardan bir tanesi de “Karşılaşınca selam vermek” değil mi? dedim.

Enteresan bir şekilde “peki diğerleri ne?” dedi.

Allahtan bildiğim bir konuydu. Saydım: “Davet edince davetine gitmek… Nasihat isterse, yardımcı olmak… Aksırıp ‘Elhamdülillah’ derse, ‘Yerhamükellah’ demek… Hastalanırsa ziyaretine ve ölürse cenazesine gitmek…”

Bana baktı, “sen imam mısın?” dedi.

“Hayır, dedim; imam değilim ama bunları her Müslümanın bilmesi gerekmez mi?” dedim. Yüzüme baktı. İyi bir insanmış “doğru söylüyorsun, selamı unuttum, selamünaleyküm” dedi.

“Ve aleykümselam” dedim ve ekledim, “selam vermek sünnet, almak ise farzdır” diye biliyorum dedim.

Yüzüme tekrar baktı: “Yok, dedi sen kesin imamsın.”

“Ben imam değilim ama imam olmayı da çok isterdim. Aslında bizim bunları bilmemiz gerekir ama bize dinimizi unutturdular. Dinimize göre bir hayat yaşama fırsatı sunulmadı” dedim…

Böyle Bursa’ya kadar sohbet ettik. Ben üniversitede otobüsten indim. Kendisiyle vedalaştık, helalleştik. Ayrılırken “beyefendi, dedi ne güzel sohbet ettik sizinle tekrar görüşmek isterim; ama selamı da hiç unutmayacağım” dedi.

“İnşallah görüşürüz” dedim.

Ardımdan yine “imamsınız değil mi?” dedi. “Hayır Maarif Müfettişiyim” dedim, ayrıldık.

O gün Küçük Sanayi Bölgesi’nde bir kurumda işim vardı, oraya gittim. İşim de bitmiş, öğle vakti olmuştu.

Günlerden de cuma idi. Küçük Sanayi Bölgesi’ndeki camiye cuma namazına gittim. Namazımı kıldım. Hava da çok sıcaktı.

Namaz çıkışı önümden biri gidiyordu.

“Beyefendi, selamünaleyküm” dedim; “en yakın metroya gideceğim, yakınlarda otobüs veya minibüs durağı var mı?” DEVAMI YARIN