Peygamberlik, çalışmakla ele geçmez

Peygamberler, insanları, Allahü teâlânın beğendiği yola kavuşturmak, doğru yolu göstermek için gönderilmişlerdir. Zaten Peygamberlere inanmak, îmânın şartlarındandır. Resûl, lügat, sözlük olarak, gönderilmiş zât ve haberci demektir. İslâmiyette resûl demek, yaratılışı, huyu, ilmi, aklı, zamânında bulunan bütün insanlardan üstün, kıymetli, muhterem bir zât demektir. 

Peygamberlerin hiçbir kötü huyu, beğenilmeyecek hâli yoktur. Çünkü Peygamberlerde İsmet sıfatı vardır. Peygamber olduğu bildirilmeden önce ve bildirildikten sonra, küçük ve büyük hiçbir günâh işlemezler.
RESÛLLER VE NEBÎLER
İslâmiyeti içeriden yıkmak isteyenler, Muhammed aleyhisselâm Peygamber olmadan önce, heykellerin önünde kurban keserdi diyerek iftirâ etmektedirler. Peygamberlerde, Peygamber olduğu bildirildikten sonra ve Peygamber olduğu yayılıncaya, anlaşılıncaya kadar, körlük, sağırlık ve benzerleri ayıp ve kusûrlar da olmaz. Her Peygamberde yedi sıfatın bulunduğuna inanmak lâzımdır. Bunlar; emânet, sıdk, teblîğ, adâlet, ismet, fetânet ve emnül-azldır. Peygamberler,  Peygamberlikten azledilmezler. Fetânet, çok akıllı, çok anlayışlı demektir.
Yeni bir din getiren Peygambere resûl denir. Yeni din getirmeyip, insanları, önceki dîne dâvet eden Peygambere nebî denir. Emirleri teblîğ etmekte ve insanları, Allahü teâlânın dînine çağırmakta, resûl ile nebî arasında bir ayrılık yoktur. 
Peygamberlere îmân etmek, aralarında hiçbir fark görmeyerek, hepsinin sâdık, doğru sözlü olduğuna inanmak demektir. Onlardan birine inanmayan kimse, hiçbirine inanmamış olur.
Peygamberlerin mübârek gözleri uyurken, kalb gözleri uyumaz. Peygamberlik vazîfelerini görmekte, Peygamberlik üstünlüklerini taşımakta, bütün Peygamberler müsâvîdir, eşittir. Peygamberlerde bulunması gereken sıfatlar, hepsinde vardır. Peygamberler, Peygamberlikten azledilmez, atılmaz. Velîlerden ise, evliyâlık alınabilir. 
Peygamberler insandan olur, cinden, melekten insanlara Peygamber olmaz. Cin ve melek, Peygamberlerin derecelerine yükselemez. 
Peygamberlerin, birbirleri üzerinde, şerefleri, üstünlükleri vardır. Meselâ ümmetlerinin çok olması, gönderildikleri memleketlerin büyük olması, ilim ve mârifetlerinin çok yerlere yayılması, mûcizelerinin dahâ çok ve devâmlı olması ve kendileri için ayrı kıymetler ve ihsânlar bulunması gibi üstünlükler bakımından, âhir zamân Peygamberi Muhammed aleyhisselâm, bütün Peygamberlerden dahâ üstündür. Ülül’azm olan Peygamberler, böyle olmayanlardan ve Resûller, resûl olmayan nebîlerden dahâ üstündürler.
Peygamberlerin sayısı belli değildir. 124 binden çok oldukları meşhûrdur. Bunlardan 313 veyâ 315 adedi Resûldür. Bunların içinden de, altısı dahâ yüksektir. Bunlara Ülül’azm Peygamberler denir. Ülül’azm Peygamberler, Âdem, Nûh, İbrâhîm, Mûsâ, Îsâ ve Muhammed Mustafâ’dır (aleyhimüsselâm.)
İbrâhîm aleyhisselâm, “Halîlullah”tır. Çünkü bunun kalbinde, Allahü teâlânın sevgisinden başka, hiçbir mahlûkun sevgisi yoktu. Mûsâ aleyhisselâm, “Kelîmullah”tır. Çünkü Allahü teâlâ ile konuştu. İsâ aleyhisselâm, “Kelimetullah”tır. Çünkü babası yoktu. Yalnız “OL” kelime-i ilâhiyyesi ile anasından dünyâya geldi. Bundan başka, Allahü teâlânın hikmet dolu kelimelerini, vaaz vererek, insanların kulaklarına ulaştırırdı.
ÂDEMOĞULLARININ EN ÜSTÜNÜ
Âdemoğullarının en üstünü, en şereflisi, en kıymetlisi ve mahlûkların yaratılmasına sebep olan Muhammed aleyhisselâm, “Habîbullah”tır. Onun Habîbullah olduğunu, büyüklüğünü, üstünlüğünü gösteren şeyler pek çoktur. Kıyâmette, herkesten önce kabirden O kalkacak, mahşer yerine önce gidecek ve Cennete herkesten önce girecektir.
Netice olarak Peygamberlik; çalışmakla, açlık, sıkıntı çekmekle ve çok ibâdet yapmakla ele geçmez. Allahü teâlânın ihsânı, seçmesi ile olur. Allahü teâlâ, insanların dünyâdaki ve âhiretteki işlerinin düzgün, faydalı olması ve zararlı işlerden koruyup, selâmete, hidâyete, rahata kavuşmaları için, Peygamberler vâsıtası ile dinler göndermiştir. Peygamberler, düşmanları çok olduğu ve alay ettikleri, üzdükleri hâlde, Allahü teâlânın, inanmak ve yapmak için olan emirlerini insanlara teblîğ etmekte, bildirmekte, düşmanlardan korkmamış, göz kırpmamışlardır…

Comments are closed.