Pişmanlık, kâfirler ve münâfıklar içindir!..

Pişmanlık, kâfirler ve münâfıklar içindir!..



“Cennet, dostlar için buluşma yeri, Cehennem ise, düşmanlar için ayrılık ve pişmanlık yeridir…”

 

Kutb-i ebdâl Ebû Ali Kalender hazretleri Hindistan’da yetişen evliyânın büyüklerinden olup, Hâce Nizâmüddîn-i Evliyâ’nın talebelerindendir. Pânipüt şehrinde doğdu. 723 (m. 1323)’de Bûte Kihtar kasabasında vefât etti. Dostlarından İhtiyâreddîn’e yazılmış olduğu bildirilen kıymetli mektupları vardır. Bu mektuplarından birinde buyuruyor ki:

Ey Kardeşim! Senin evliyâlık yolunda ilerlemene yardım ettiklerinde ve sana bir cezbe verip, seni, senin senliğinden çaldıklarında bilirsin ki, aşk sana gelir, güzellik sana görünür. O güzelliği bilince, maşûku tanırsın ve maşûka âşık olursun.

Ey Kardeşim! Allahü teâlâ Cenneti ve Cehennemi yarattı. İkisini de dolduracağını buyurdu. “Maşukları âşıkları ile (müminleri sevdikleri ile) beraber Cennete koyacağım. Şeytanı da taifesi ve sevenleri ile birlikte Cehenneme atacağım” buyurdu.

Ey kardeşim! Cennette ve Cehennemde âşıktan, sevenden başkası yoktur. Cennet, dostların kavuşma yeridir. Kâfirler ve münâfıklar, dünyâda inanmayıp yalanladıkları hakîkati âhirette görüp anladıklarında, Cennete gitmek arzuları olacak, fakat dünyâda yapmış oldukları düşmanlıklarının neticesi olarak ebediyyen Cehennemde kalacaklardır. Cennet nimetlerinden mahrûm olmak acısı ile yanacaklar, Cehennemin acı azapları, bu sıkıntı yanında hiç kalacaktır. Cennette, dünyâda iken Allahü teâlânın muhabbeti ve sevgisi ile yananlar bulunduğu gibi, Cehennemde de, dünyâda iken nefislerinin, şehvetlerinin ve şeytanın esîri olarak, bu ilâhî muhabbet ve sevgiden uzak yaşayıp da, öldükten sonra, Allahü teâlâya îmân, O’na sevgi ve muhabbetin ne büyük bir nimet olduğunun farkına vararak; “Keşke bizler de dünyâda iken îmân etseydik, ilâhî muhabbet ve sevgi nimetine kavuşsaydık” diyerek, pişmanlık içinde yananlar bulunacaktır. Bunun için Cennet, dostlar için buluşma yeri, Cehennem ise, düşmanlar için ayrılık ve pişmanlık yeridir. Ayrılık ve pişmanlık, kâfirler ve münâfıklar içindir. Kavuşmak ve sevinç ise, Muhammed aleyhisselâmın âşıkları ve sevenleri içindir.

Ey kardeşim! Nefsi iyi tanırsan, dünyâyı iyi tanımış olursun. Rûhunu tanırsan, âhıreti tanımış olursun. Gelip geçici olan dünyâyı terk edip âhirete yönelmen, âhirete faydası olacak ameller yapman, nefsi, dünyâyı rûhu ve âhıreti tanıman nisbetinde olacaktır. Allahü teâlâ hepimize selâmet, saadet versin! Âmin…