Postmodern Haçlı ordusu

Asırlarca Hıristiyan Batı emperyalizmi başta İslam ve Türk Dünyası ve Afrika ülkelerini sömürge sistemi ile sömürdü. Afrika ülkeleri dahil bu ülkeler sömürgeci ülkelerin işgalinden önce huzur ve refah içinde altın çağlarını yaşıyordu. Sömürgeci ülkelerin zulüm, baskı ve adaletsiz idareleri ile bu ülkeler Hıristiyan Batı’nın potası içinde asimile edilerek çoğu dinlerini, dillerini, milli ve manevi değerlerini ve kısaca kimliklerini kaybettiler. Bir nevi öksüz ve yetim kaldılar.
Sömürge sistemi, stratejilerini, taktik ve davranışlarını zamanın şartlarına uydurarak küreselleşme sistemi ile daha zalimce devam ettirmektedirler. Sömürge sisteminde sömürgeci ülkelerin istilacı, işgalci orduları bulunuyordu. Bugün ise böyle bir şey tepkiye sebeb olacağı gibi, maddi bakımdan pahalıya mal olacağı için, sömürülecek ya da Türkiye gibi gelişmesi durdurulmak istenen ülkede postmodern haçlı ordularının askerleri demiyorum uşakları o ülkenin çoğu üniversite öğrencisi olmak üzere bazı gençleridir. Bunlar ya para ya da çeşitli şeylerle satın alınmış veya çeşitli bahanelerle kandırılmış kişilerdir. Türkiye’de Taksim Gezi Parkı ya da ODTÜ’den geçecek yolu bahane edenler, İstanbul’da 3. Havaalanı, köprü, İstanbul kanalı, nükleer santale ve barajlara karşı çıkan gençler Hıristiyan Batı emperyalizminin postmodern haçlı ordusudur. Niyet önemli değildir. Netice mühümdir. Yakıp yıkan anarşist, provakatörler emperyalist güçlere hizmet etmektedirler. İnkarı mümkün olmayan temel gerçek milli ve manevi değerlerimizdeki erozyondur. Ve şu anda sıkıntılarımızın temelinde bizi bize inkar etmek ve bu yol ile bizi bilerek eritmek hedefi yatmaktadır. Ve ilk hedef İslamın birleştirici özelliğini saf dışı bırakmaktır. Kendi bozulmuş dinlerini korumayan Hıristiyan Batı’nın İslam ülkelerindeki ajanları (kendi  evladları) insafsızca saldırmaktadırlar. Ülkeyi yakıp yıkmaktadırlar. 
Japonya’nın Batı’dan istifadesi Tanzimattan sonra 1850’de başlar. Japonlar milli ve manevi değerlerini terk etmediler. Batı’nın sadece teknik, bilim ve metodlarını aldılar. Ve Japon halkı ile bütünleşerek halka rehber oldular. Oysa Jön Türkler, İttihat Terakki cumhuriyetin ilk yıllarında CHP ve zamanımızda bunların varisleri olan bazı (sözde) Türk aydınları, Batı’nın bize uymayan örf ve adetlerini aldılar. Milleti hor gördüler. Türk halkına evrensel ya da milli ve manevi olmayan kültür değerlerini kabul ettirmeye zorladılar. Ülkedeki sıkıntının temeli budur. Bizi bizden kopardılar. 
İsmet İnönü’nün Hatıraları cilt 2. ve sayfa 223’de aynen şöyle yazmaktadır: “Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap- İslam Dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki  etkisini zayıflatmak idi… Yeni nesiller eski yazıyı öğrenemeyecekler. Yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik… Din eserleri eski yazı ile yazılmış olduğundan okunamayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı.” Çanakkale’yi aşamayan Haçlılar bazı sözde aydınlarla bütün barajları aştılar.