Rehberini tenkit etmek!..

Rehberini tenkit etmek!..



“Rehberin her işi, her sözü iyi ve güzel görünmedikçe, onun yüksekliklerinden hiçbirine kavuşamaz.”

 

 

Sual: Bazı kimseler, imâm-ı Rabbânî hazretleri benim rehberim dediği hâlde, bu zatı tenkit ediyorlar. Böyle yapmak doğru mudur?

Cevap: İmâm-ı Rabbânî hazretleri, böylelerine Mektûbât kitabının 313. Mektubunda cevaben buyuruyor ki:

“Oradaki kardeşlerimiz arka arkaya yazarak, Mîr Muhammed Numan hazretlerinin bugünlerde talebeyle az çalıştığını, ev yaptırmakla uğraştığını, eline geçenleri ev yapmaya harcadığını, talebenin, kendisinden faydalanmadığını bildiriyorlar. Bunları öyle yazmışlar ki, beğenmedikleri, istemedikleri anlaşılmaktadır.

İyi biliniz ki, bu yola bağlı olanları beğenmemek, öldürücü zehirdir. Bu büyüklerin sözlerine, işlerine karşı gelmek, insanı sonsuz felakete götürür. Uçuruma sürükler, hele kendi rehberini beğenmez, ona karşı gelirse, üstadını incitirse, neye varacağını düşünmelidir! Bu büyüklere inanmayanlar, bunların bereketlerine kavuşamaz. Bunlara karşı gelenler, her zaman ziyan eder, aldanır. Rehberin her işi, her sözü iyi ve güzel görünmedikçe, onun yüksekliklerinden hiçbirine kavuşamaz. Eline bir şeyler geçerse, istidrac olup, sonu yıkım ve çöküntü olur. Üstadına aşırı sevgisi ve bağlılığı olmakla beraber, içinde ona karşı kıl kadar bir beğenmemek bulunursa, bunu kendisi için felaket, yıkım bilmelidir.

Rehberin işlerinden birini beğenmezse ve bundan kendini kurtaramazsa, karşı gelmiş olmayacak bir yol ile, kendisinden bunu sormalıdır. Rehberin ara sıra, İslâmiyete uymayan bir şey yaptığını görürse, kendisi bunu yapmamalı, iyi gözle bakarak, İslâmiyete uygun görmeye çalışmalı, iyi tarafını aramalıdır. İyi ve uygun yerini bulamazsa, bu beladan kurtulmak için, Allahü teâlâya yalvarmalıdır. Üstadının bundan kurtulması için, ağlayarak, dua etmelidir. Üstadının mubah olan bir şeyi yapmasından şüpheye düşerse, bu şüpheye kıymet vermemelidir. Allahü teâlâ, mubah şeyleri yasak etmemiştir. Hadis-i şerifte; (Allahü teâlâ, azimetle iş yapmayı sevdiği gibi, ruhsatla yapmayı da sever) buyuruldu.

Mîr hazretlerinin kabız, sıkıntılı hâli çok olduğu için, böyle zamanlarında, talebesi ile uğraşamayıp da, birkaç mubah işle kendini avutmak isterse, buna karşı durmak doğru olur mu? Abdullah-ı Istahrî hazretleri, böyle zamanlarında, av köpekleri ile ormana ava giderdi.”