“Reis dediyse bu iş bitmiştir!”

“Reis dediyse bu iş bitmiştir!”



“Hele kalkıp Fransa’dan gelmişken bu çağrıya kulak asmazsam kendimi vatan haini hissederim” dedim!..

 

 

15 Temmuz’da tatil ayları olduğu için Türkiye’deydik. Herkes gibi biz de tatil yapalım dedik. Temmuzun ilk haftası Türkiye’ye gelmiştik. Eş dost ziyareti yaparken o gün Ankara’ya hanımın yeğenine ziyarete gitmiştik. Teyzesi var derken aileyi dolaştıktan sonra en son yeğeninin orada misafir olduk.

Misafirler filan da vardı. Misafirlerin arasında bir damat varmış. O da baktım sıkılıyor. Bir sigara içimi dışarı çıktık. Sohbet ederken telefon geldi. Telefona baktı:

“İhtilal var abi” dedi ve güldü.

Ben şaka yapıyor zannettim. Hemen içeri girip televizyonlara baktım ki Boğaz Köprüsü’nün kapatıldığını filan gösteriyordu. Başbakan bir konuşma yaptı. Bir de bir milletvekili konuşma yaptı, “bu bir kalkışmadır” diye… Hatta bir bakan da milleti sokağa davet etti…

Biz tabii Reis’ten ses gelmeyince doğrusu ne yapacağımızı bilemedik… Derken Cumhurbaşkanımız, bunun bir kalkışma olduğunu milleti meydanlara sahip çıkmaya beklediğini söyleyince ben “Bunda bir iş var” dedim. “Tayyip Erdoğan milleti sokağa çağırdıysa kesinlikle bu işte bir iş var. Hele kalkıp Fransa’dan gelmişken bu çağrıya kulak asmazsam kendimi vatan haini hissederim!.. Ben gidiyorum” dedim.

Ankara’yı az çok biliyorum. Yeğenim “dayı biraz bekle neyin ne olduğu belli değil” dedi.

“Yeğenim ne olduğu filan yok. Reis, ‘çıkın!’ dediyse bu iş bitmiştir. Gidilecek!” dedim.

Ben üstümü giydim. Yeğenim de dayanamadı geldi peşimden. Bayrakları aldık, arabaya bindik. Bir baktım ki çoluk çocuk ebe dede herkes sokakta. Keçiören’de kimse evde kalmamış. Kızılay’a doğru bir insan seli başlamış… Akın var…

Büyük bir coşku ve heyecan içerisinde Kızılay’a vardık. Orada meydandan sağa doğru yönelince yukarı hastaneler filan var. Oradayız. Arabalarla gelen halk arabalarını park etmemiş âdeta oralara terk etmiş kendini sokağa kalabalığın içine atmış gibiydi. Binlerce insan dolmuş oraya. Biz de arabayı rastgele bıraktık ve caddeye varıp kalabalığa katıldık.

Halk tekbirler söyleyerek “asker kışlaya” diye sloganlar atarak ilerliyor ama uçaklar alçak uçuşlarla bizleri taciz ediyor, yüksek sesler kulakları sağır ederken yüreklerimize korku salıyordu.

Biri bu seslerin bomba filan olmadığını, uçağın kendi sesi olduğunu, alçaktan uçup gaz verince bu şekilde gürültü çıkardığını ve bizi korkutmak için böyle yaptıklarını söyledi. DEVAMI YARIN