Reşîdüddîn Ömer Fergânî

Reşîdüddîn Ömer Fergânî hazretleri, Hanefî âlimlerindendir. Mâverâünnehr şehirlerinden Fergâne’de doğdu. 632 (m. 1234) târihinde vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki: Müslümânların kabirlerini ziyâret etmek sünnettir. Ölümü hâtırlamak ve ölüden ibret almak için kabir ziyâret etmek ve sâlihlerin, velîlerin kabirlerinden bereketlenmek müstehabdır. İbret almak için, meyyitin çürüdüğü, yanaklarının, dudaklarının döküldüğü, ağzından pis sular aktığı, karnının şişip patladığı, içine kurtların, böceklerin dolduğu düşünülür.
Hâtim-i Esâm diyor ki: (Kabristândan geçen kimse, onları düşünmezse ve duâ etmezse, kendine ve onlara hıyânet etmiş olur).
Kadınların cenâze götürmeleri söz birliği ile câiz değildir. Fâtıma “radıyallahü anhâ”, hazret-i Hamza’nın kabrini her sene ziyâret eder, düzeltir, tamîr ederdi. Hadîs-i şerîfte, (Ana-babasının veyâ ikisinden birinin kabrini her Cum’a günleri ziyâret edenin günâhları affolur. Haklarını ödemiş olur) buyuruldu. Muhammed bin Vâsi’, her cuma kabir ziyâret ederdi. Pazartesi günleri ziyâret etsen dahâ iyi olmaz mı? dediklerinde, (Meyyitler, perşembe cuma ve cumartesi günleri kendilerini ziyâret edenleri tanırlar) buyurdu.
Dahhâk diyor ki: (Cumartesi günü güneş doğmadan önce kabir ziyâret edeni meyyit tanır. Bu, cuma gününün fazîletini göstermektedir.) Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, mü’min olan akrabâsının ve Eshâbının kabirlerini ziyâret ederdi. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Bir mü’minin kabrini ziyâret ederken, “Allahümme innî es’elüke-bi-hurmet-i Muhammed aleyhisselâm en lâ tü’azzibe hâzelmeyyit” derse, o meyyitin azâbı kıyâmete kadar ref’ olur).
(Şir’a)da diyor ki:
(Sünnete uygun ziyâret yapmak için, abdest alınır. İki rek’at namâz kılıp, sevâbı meyyitin rûhuna gönderilir. Kabristâna gelince ve aleyküm selâm denir. Yukarıda yazılı duâ okunup, meyyitin yüzüne karşı oturulur. Yasîn-i şerîf veyâ bildiği sûreleri okur. Tesbîh okuyup, meyyit için duâ eder).
Nâfi’ diyor ki: Abdüllah ibni Ömer, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” kabri yanına gelir, (Esselâmü alennebiyy, esselâmü alâ Ebî Bekr, esselâmü alâ Ebî) derdi. Böyle söylediğini yüzden fazla gördüm.

Comments are closed.