Resûlullahın huzurunda Müslüman olan Habeşîler

Ebû Ya’lâ Halîlî hazretleri hadis hâfızıdır. İran’ın Kazvin şehrinde 366 (m. 976)’de doğdu. İlk tahsilini memleketinde yaptıktan sonra Bağdat, Nîşâbûr, Küfe, Cürcân ve İsfahan gibi önemli ilim merkezlerinde zamanın büyük âlimlerinden hadis tahsil etti. Kazvin Kadılığı yapan Halîlî 446 (m. 1055)’de vefat etti. El-İrşâd adlı eserinde şöyle nakleder:
İbn-i İshâk anlatır: Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) daha Mekke-i mükerremede iken, Habeşistan’dan yirmi kadar Hıristiyan, O’nun peygamberliğini ilân ettiğini duyup ziyâretine geldiler. Resûl-i Ekrem efendimizi Mescîd-i haramda buldular. Efendimizin huzûrunda oturdular. Onunla konuşup, çeşitli suâller sordular. Hâl ve hareketlerini, yüzünün şeklini, konuşmalarını gördüler. Kendi kitapları olan İncîl’de geleceği bildirilen son peygamberin karşılarındaki mübârek zât olduğuna karar verdiler. Suâlleri bitince, Resûlullah efendimiz, onları İslâmiyete davet etti. Kur’ân-ı kerîmden âyet-i kerîmeler okudu. Onlar, Kur’ân-ı kerîmi dinleyince, kendilerinden geçtiler, gözlerinden yaşlar aktı. Resûlullah efendimizin İslama davetini kabul edip, Muhammed aleyhisselâmın Allahü teâlânın kulu ve Peygamberi olduğuna îmân ettiler. Bildirdiklerinin hepsini kabul edip, tasdik ettiler. Vedâlaşıp Resûlullah efendimizin yanından ayrıldılar. Kâ’be-i şerîfin yanında kümelenen müşriklerin yanından geçerken, Ebû Cehil ve yandaşları, onları Müslüman oldukları için kınadılar. Kasas sûresinin 52-55. âyet-i kerîmelerinin bu Müslümanlar hakkında nâzil olduğu bildirilmektedir. Bu âyet-i kerîmelerde Allahü teâlâ, meâlen şöyle buyurmaktadır:
“Kur’ân’dan önce kitap verdiklerimiz Kur’ân’a îman ederler. Onlara Kur’ân tilâvet olununca; ‘Biz ona îman ettik ve Rabbimiz tarafından indirilen hak kelâm olduğunu tasdik ettik. Doğrusu biz, Kur’ân bize okunmadan önce de Müslüman olmuş kimselerdik’ dediler. Onlara, iki kitaba îmânları ve iki dinde sabır ve sebatları için iki kerre ecir verilir ve tâatle ma’sıyeti def ederler ve onlara verdiğimiz mallardan hayra harcarlar. Çirkin söz işittikleri zaman da, ikrah edip yüz çevirirler. Çirkin söz söyleyenlere; ‘Bizim amellerimiz bizim ve sizin amelleriniz sizin olsun. Olduğunuz hâlde size selâm olsun, biz câhillerin sohbetini istemeyiz’ derler.”