Rüyada görse inanamazdı

Yaşlı adam memnun olmuştu:
“Tamam, yarın eşinle beraber gelin, sizi götüreyim yaşayacağınız daireyi görün” demişti. Ertesi gün görkemli binanın bulunduğu yere gelmişlerdi. Geniş bir bahçenin ortasındaki bina dış görünüşüyle bile göz kamaştırıyordu. Beş katlı binanın kapısından eşi ve patronuyla beraber içeriye girdiler.
Mehmet Bey girişteki dairenin önünde durdu, cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açıp içeriye girmeleri için işaret etti. Genç kadın dairenin güzelliği karşısında adeta tutuldu. Böyle bir dairede oturacağını rüyasında bile göremezdi.
Mehmet Beye ait olan binanın daireleri süper lüks yapılmıştı. Anlatmaya kelimeler yetmezdi. “Aman Allah’ım diye söylendi Nermin, çocuklarım burada mı yaşayacaklar!? Neredeyse sevinç çığlıkları atacaktı gözleri dolmuştu. Eşi de razı olmuştu. Nermin o gece rahat bir uyku uyumuştu. Oturdukları zemin kat rutubetli, karanlık bir daireydi. Binanın müşterek dairesiydi, bir sürü ev sahipliği yapan vardı. Ertesi gün daha mutlu bir şekilde büroya gitti. Önce temizliği ardından yemekleri yaptı hiç yorulmamıştı. Ne yazık ki patronlar hiç iyi durumda değillerdi. Alacaklılar her gün biraz daha sıkıştırıyorlardı.
Oğulları ve damadı büro dışında çalışıyorlardı. Gelen alacaklılar hep yaşlı adamı bunaltıyorlardı. Zaman hızla geçiyor, Nermin bir an evvel güzel daireye taşınmanın hayallerini kuruyor ama Mehmet Beyden nedense hiç ses çıkmıyordu. Durumu sormaya ise çekiniyordu. Çünkü adam ciddi anlamda bunalımda idi. Öyle ki yanında amele olarak çalışan işçiler dahi artık yüz göz olmuş her gün gelip alacaklarını istiyorlardı. Zavallı adam çaresizce:
“Kardeşim yok, biz de alacaklarımızı alamadık. Şu büroda para edecek eşyalardan alıp gidin”  diye adeta yalvarıyordu.
İşçiler de haklıydı. Çoluk çocuğu gurbette bırakıp para için gelmişlerdi. Bir yıldır sıla hasreti çekiyorlardı. Patron onlara da üzülüyordu. Olanlardan ise damadını sorumlu tutuyordu.
Genç kadın işin aslını pek anlayamamıştı. Yemek yapmakla meşgul olduğu bir gün Mehmet Bey mutfağa yanına gelmiş yemek masasının etrafındaki sandalyelerden birine yığılırcasına oturmuştu. Çok üzgün görünüyordu. Sesi titreyerek: Nermin kızım işini bırak karşıma otur seninle konuşmam lazım” dedi.
Genç kadın çekingen bir tavırla sandalyelerden birine ilişti. Başı yerde can kulağıyla patronunu dinlemeye koyuldu. Yaşlı adam mecalsiz bir şekilde ağır ağır içinde bulunduğu durumu anlatmaya başladı:
“Evladım, seni bizim dairelerden birine taşımayı çok istemiştim. Eminim ailemize çok faydalı bir dost ve arkadaş olacaktın. Ne yazık ki borçlarım yüzünden bütün daireleri satılığa çıkardım, çok çaresizim.” Devamı yarın
Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza  29 Ekim Caddesi,  34197  Yenibosna/İstanbul  Faks: (0212) 454 31 00

Comments are closed.