“Sana Kisra’nın tacını verseler ister misin?”

“Sana Kisra’nın tacını verseler ister misin?”



Ve Hicret emri gelir… Efendimizle Hazret-i Ebubekir gizlice yola çıkar… Kureyşliler Süreka adındaki meşhur izciyi bulur ve onları yakalarsa kendisene yüz deve ödül vadederler!..

 

Kureyşliler Efendimize Muhammed-ül emin der, hem sever hem güvenirler. Başka bir şey istese hepsini yaparlar. Ancak onlara çok ağır bir teklifte bulunur: “Babanızın dedenizin dinini terk edin!”

Arabistan’da daha evvel Hristiyan ve Yahudiler yaşamıştır. Ama tek putperesti bile kazanamazlar. Muharref İncil ve Tevrat’tan kendileri bile tatmin olmaz.

Efendimize ilk vahiy gelir: “Oku Allahın adıyla…”

Ve insanları İslama davetle vazifelendirilir. Nasıl yapsa, nereden başlasa? Bir kişi! Karşısında bütün dünya…

Hatice validemiz şefkat numunesidir “azıcık dinlenseniz” der, teskine çalışırlar. “Gad meda vaktün nevmi ya Hatice” (Uyumanın vakti geçti) buyururlar.

O günden sonra bıkıp usanmadan İslamı anlatırlar. Ne yazık ki Kureyşliler çağrıya uymaz, şiddetle karşı dururlar. Sıkıntılar, sıkıntılar… Ve Hicret emri gelir.  Efendimiz Hazret-i Ebubekir’i alır, gizlice yola çıkar. Müşrikler yüz deve ödül vadeder, peşine adam takarlar.

Hazreti Ebubekir endişelidir. Yüz deve ciddi bir servettir zira. Ebubekir-i Sıddîk, civarda tanınmaktadır, Efendimizi görenler sorar?

-Bu kim?

-O benim rehberimdir!

            ***

Süreka değişik bir izcidir, onları bulmakta zorlanmaz. Atıyla yaklaşır. Ebubekir: “Efendim biri geliyor.”

-Allahü teala bizi korur. Korkma!

At yaklaşır, yaklaşır ayakları kuma saplanır. Olacak şey değildir oysa… Efendimiz dua edince kurtulur. Sonra yine saldırmaya kalkar. Ayaklar yine kumda.

Bu açık mucize karşısında Kelime-i şehadet getirir. “Siz huzur içinde yolunuza devam edin” der, “ben peşinizdekileri çeviririm.”

Efendimiz gülümser “Sana Kisra’nın tacını verseler ister misin?”

– Kisra bin Hürmüz mü?

– Evet.

– Bunu kim istemez.

Halbuki yurdundan çıkarılmış, menziline varacakları meçhul, iki muhacir vardır karşısında… Sasani ve Bizans devrin iki süper gücüdür, sadece birbiriyle harp eder, diğerlerini kaale almazlar… İranlılar zeki kabiliyetli bir millettir…

İyi de bir düzen kurmuşlardır, para zenginlik had safhada… Şah nazırlarıyla komutanları ile tek tek istişare eder. Biriyle konuştu notlarını aldı, bir başka vakit başkasıyla… Diyorlar ki: “Efendim niye yoruluyorsunuz adamlarınızı toplasanız da bir kerede konuşsanız ya!..”

-İnsanlar hasuttur (kıskançtır), sırf öbürü itibar kazanmasın diye ayrı yol tutar, mevzuu dağıtırlar. Halbuki teke tek konuşursan inandığını söyler ve sır çıkmaz… (Kisra’nın tacını Hazret-i Süreka’ya kim takdim eder; o da haftaya inşallah…)

Comments are closed.