Şefaati inkâr etmek

Reformcu yazar diyor ki:
(Fazlurrahman’ın ve İbni Teymiyye’nin de bildirdiği gibi, Kur’an şefaat düşüncesini reddeder, ama Sünnî âlimler, şefaatin hak olduğu iddiasından geri kalmamıştır.)
CEVAP
Sünnî âlimler dediğine göre, kendisinin Sünnî olmadığı anlaşılıyor. Yoksa bizim Sünni âlimler derdi. Fazlurrahman’ı ve İbni Teymiyye’yi senet gösteriyor da, İmam-ı a’zamın, İmam-ı Şâfiî’nin, İmam-ı Gazali’nin, İmam-ı Mâlik’in, İmam-ı Ahmed bin Hanbel’in ve diğer Ehl-i Sünnet âlimlerinin hiçbirinin sözünden niye bahsetmiyor? Ehl-i sünnet âlimlerine olan aşırı düşmanlığını hiç gizlemiyor. Buradan kesinlikle mezhepsiz olduğu anlaşılıyor.

Eskiden Vehhabiler şefaati inkâr ederlerdi. Şimdi onlar bile şefaati hak bilirken, günümüzün mezhepsizlerinin ve Sünnî olmadıklarını açıkça söyleyenlerin, inkâr etmesi gerçekten de eksantriktir. Reformcu yazar, (Bu ilmihalde, Kitap ve Sünnet esas alınmıştır) dediği halde, diğer hususlarda olduğu gibi, şefaat hususunda da tamamen Kitap ve Sünnet’e aykırı görüşler bildiriyor, çünkü Kitap ve Sünnet’te, peygamberlerin, meleklerin, âlimlerin, şehidlerin ve daha başkalarının şefaat edeceği açıkça bildiriliyor. Kâfirlere şefaat edilemeyeceğini bildiren âyet-i kerimeleri alıp, müminlere de şefaat edilmeyeceğini söylemesi, yazarın ne kadar sinsi bir mezhepsiz olduğunu göstermektedir. Bir hadis-i şerif meali:
(Kâfirler, kâfirler için gelmiş olan âyetleri, Müslümanlara yükletirler.) [Buhari ]

Şefaati inkâr etmek büyük sapıklıktır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(O gün, kimse şefaat edemez. Ancak Rahman olan Allah’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimse şefaat eder.) [Taha 109]

(Rahman olan Allah’ın nezdinde söz ve izin alanlardan başkası şefaat edemez.) [Meryem 87] (Müfessirler, “Bu iki âyet-i kerimeye göre, Allahü teâlânın izin verdikleri şefaat edecek, başkaları edemez” diye açıkça bildiriyorlar.)

(Sadece Allah’ın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26] (Melekler de, ancak, Allah’ın hoşnut olduğu kimselere şefaat edebiliyor.)

(Bütün şefaatler Allah’ın iznine bağlıdır.) [Zümer 44] (Çok şefaat edecekler vardır ki, hepsi de Allahü teâlânın iznine bağlıdır.)

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Kıyamette ilk şefaat eden ben olacağım.) [Müslim]

(Bütün Peygamberler şefaat edecektir.) [Buhari]

(Kıyamette Peygamberler, sonra âlimler ve şehidler şefaat eder.) [İbni Mace, Deylemi]

(Kur’an kıyamette şefaat eder.) [Müslim]

(Kıyamette Allahü teâlâ, “Melekler, Peygamberler ve salihler şefaatlerini yaptılar. Bundan sonra benim büyük rahmetim kaldı” buyurur.) [Buhari]

Bütün müfessirler, muhaddisler ve fakihler gibi, dört mezhep imamı da, şefaatin hak olduğunu bildirmişlerdir. Bütün âlimlerin en büyüğü olan İmam-ı a’zam hazretleri de, (Peygamberler, âlimler ve salihler, günahkârlara şefaat edecektir) buyurdu. (Fıkh-ı ekber)

Ne diye hadis-i şerifler, İmam-ı a’zam ve diğer mezhep imamları gibi büyük zatların sözleri alınmıyor da, Fazlurrahman gibi sapıkların sözü Nass gibi alınıyor?

Comments are closed.