“Senin huzurun benim mutluluğum demektir…”

“Senin huzurun benim mutluluğum demektir…”



Doğan Bey: “Demek baba oluyorum ha! Demek şimdiye kadar gizledin ha!..”

 

Kulakları kızardı, soğuk soğuk terledi genç kadın:

 “Gülşah’ım beni duymuyor musun yoksa?”

 “Heh! Duymasına duyuyorum da demeyi beceremiyorum.”

 “Dur sen zorlanma, ben tahmin edeyim.”

 “Evet, evet bu çok daha iyi. O zaman söyle, böyle mühim ne diyebilirim?”

 Doğan Bey, kaytan bıyıklarını büktü, başını kaşıdı. Gözlerini kapının dantel gibi oymalı sövelerinde dolaştırdı. Dudaklarını kemirir gibi yaparak:

 “Hüsnâ anamlar bize gelecek… Onun için de bir yere gitmek istemiyorsun…”

 “Cık!”

 “Konstantiniyye’ye gidecek elçiler arasında biz de varız.”

 “Hayır.”

 “Çelebi Mehmet Şehzademiz’le Amasya yolcusuyuz…”

 “Bilemedin.”

 “Başka… Başka ne olabilir?”

 “İyice düşün hele bir…”

 “Bildim! Tamam, Yıldırım Hanımız bize vezirlik verecek…”

 “O kadar da uçma…”

 “Peki, ne kadara müsaade var?”

 “Bırak şakayı da tahmin et!”

 “Emîr Sultan Efendimiz bize geliyor…”

 “Nerede o günler?”

 “Sabırsızlandım iyice. De hele neymiş?

 “Sen istedin! Öyleyse bul!”

 “Pes, doğrusu bilemedim…”

 “Sıkı dur bakalım…”

 Doğan Bey, gözlerini kapayarak fısıltıyla söylendi:

 “Hadi de!”

 “Sen… Sen…”

 “Evet ben… Ee ne olmuş bana?”

 “Baba oluyorsun, baba!”

 “Deme Gülşah’ım! Bunlar kapı eşiğinde konuşulacak şeyler mi?” der demez belinden kavradığı gibi havaya kaldırdığı sevgili refikasını yukarıda defalarca döndürdü ve koşarak konaktan içeri süzülüp kaz tüyü şiltelerin üzerine düşüverdiler.

 “Dur, Doğan Beyim dur!”

 “Demek baba oluyorum ha! Demek şimdiye kadar gizledin ha!..”

 “İyice emin olmak istedim.”

 “Yok! Yok!”

 “Yapma! Bebeğe bir şey olur, bak üzülürsün!”

 “Demek sen de ana oluyorsun ha!”

 “Tamam! Tamam!”

 “Evet, Gülşah’ım beni çok mutlu ettin.”

 “Senin huzurun benim mutluluğum demektir.”

 Omuz omuza otururken Gülşah’ın kafasından neler geçmiyordu ki? Aklı erdiği günden bugüne her şey gözü önüne geldi tek tek. Çocukluğu, medreseye başlayışı, feraceye ilk girişi, her biri birer edep abidesi güzel arkadaşları, gizli aşkı, kocaya varışı, mutlu günleri ve… Ve işte ilk bebeği… Bundan sonra onu neler bekliyordu kim bilir? Düzineyle çocukları, hatta ihtiyarlayışını hayal bile etti… Gülümsedi elinde olmadan. Daha sıkıca sarıldı yiğidine… DEVAMI YARIN

Comments are closed.