Şeyh-ül-Harem Sinânüddîn Halvetî

Sinânüddîn Halvetî hazretleri Osmanlı Devleti zamanında yetişen âlimlerdendir. “Şeyh-ül-Harem” diye meşhûr oldu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1000 (m. 1592) senesinde Amasya’da vefât etti. “Tebyîn-ül-mehârim” isminde bir eser yazdı.

Bu kitabında şöyle buyurmaktadır:
Biliniz ki, her sultânın bir korusu vardır. Allahü teâlânın korusu haram kıldığı şeylerdir. Bu korunun etrâfında fazla dolaşıp faydalanmak isteyenlerin, o yasak mıntıkaya girmesi çok muhtemeldir. Cehennem, bu yasak mıntıkaya girenler için yaratılmıştır. Cehenneme düşmek istemeyen herkesin, o yasak mıntıkaya yaklaşmaması gerekir. Yoksa o yasak mıntıkanın içerisine girer. Ancak, o yasak mıntıkaya girmemek için, o yasak mıntıkanın (haramların) hududunu, sınırını bilmek gerekir… Tefsîr, hadîs ve fıkıh âlimleri, Allahü teâlânın haram kıldığı şeyleri, öğleyin en mükemmel şekli ile ortaya çıkan güneş gibi, açık bir şekilde bildirdiler. Fakat buna rağmen yine insanlar, bu ateş gibi olan haramları görmemektedirler. Çünkü onların gözlerinde görme bozukluğu vardır. Bunun sebebi de, dünya malı hırsının gözlerini bürümesi ve şehvetlerine (nefislerinin arzu ve isteklerine) düşkün olmalarıdır. Bunun ilâcı ve bu bozukluğu giderecek deva, Kur’ân-ı azîm, tabibi ise, İslâm âlimleridir. Fakat en büyük musibet de, tabip durumunda olanların gözünde böyle bir bozukluk ve görme noksanlığı bulunmasıdır. Gözlerinde böyle bir bozukluk bulunanlar, kendileri görmedikleri gibi başkalarına da doğru yolu gösteremezler. Mâlesef tabip durumunda olanların bir kısmı, dünya makam ve mevkiine, sultanlar ve zenginler yanında, kıymet ve itibâr sahibi olmaya düşkündürler. Bu illetten, ancak Allahü teâlânın koruduğu kimseler kurtulabilir.

İbâdetler iki kısımdır:
1- Yapılacak işler.
2- Sakınılacak işler.

Yapılacak işler; tâatler, Allahü teâlânın râzı olduğu ve beğendiği şeylerdir.

Sakınılacak işler ise; ma’siyet ve günahlardan uzak durmak, onları yapmamaktır.

Günahlardan ve ma’siyetlerden sakınmak takvâdır ve farzdır. Günahlardan sakınmak, tâatleri yapmaktan önce gelir. Çünkü günahlardan sakınmakta; kalbin Allahü teâlâdan başkasına meyletmekten, karnı fazla yemekten, dili boş ve faydasız sözlerden, gözü helâl olmayan şeylere bakmaktan muhafaza etmek vardır.