Şeyhülislâm Ebû Yahya Gırnâtî

Ebû Yahya Gırnâtî hazretleri Mâliki fıkıh âlimidir. 796 (m. 1393)’te Endülüs’teki (İspanya) Gırnâta’da (Granada) doğdu. Medrese tahsilinden sonra Endülüs emirinin divan kâ­tipliğine, sonra da kâdılkudâtlığa (Şeyhülislam) tayin edildi. 857 (m. 1453)’te vefat etti.

Oruç ve ramazan ayının faziletleri hakkında şöyle buyurdu:

Kul, Ramazân-ı şerîfin gelmesi ile ferahlanmalı ve onu ganimet bilmelidir. Bu aya tazim ve hürmette bulunmalıdır. Ramazan ayını oruçla, sadaka ile günahlara tövbe ile, amellerde ihlas ile geçirmelidir. Tâat ve hasenata devam etmeli, hayırlı işler yapmaya koşmalıdır. Kişi bunlara riayet ederek orucunu tutunca, “Oruç tutan çok kimse vardır ki, onların orucu, yalnız açlık ve susuzluk çekmek olur” hadîs-i şerîfinde bildirilen kimselerden olmaz.
Oruç tutan kimse, aile efradına nafakasını bol bol verir. Emri altındakilere yumuşak davranır. Helalden kazanır. Alışverişte insanların haklarını gözetir, ölçüsünü, tartısını doğru tartar, insanların arasını bulur. Dargınları barıştırır. Borcu olanlara borçlarını öder. Gücü yetiyorsa, mescidleri mamur eder. Çok namaz kılar, sadaka verir. Çok hayır ve hasenatta bulunur.

Malında, Allahü teâlânın başkaları için hak kılmış olduğu şeyleri, hak sahiplerine verir. Akrabasına ziyarette bulunur. Bu ayda yapılan iyiliklere kat kat sevap verildiğini (ve bu ayda ibâdet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olacağını) bildiği için, daha çok ibadet ve tâat yapmaya ve daha çok iyilik ve ihsânda bulunmaya bilhassa gayret eder. Resûlullah efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde buyurdu ki: “Ramazan ayında verilen bir sadaka, başka aylarda verilen bin sadakadan daha hayırlıdır.”

Oruç tutan kimse, lâyık-ı veçhile oruç tutamadığını ve dolayısıyla orucunun kabul edilmeyeceğinden korkmalı, fakat, Allahü teâlânın lütfu ile merhameti ile kabul edeceğini de ümit etmelidir. Huşû ile, Allahü teâlânın rızâsı için, âhiret nimetlerine kavuşmak için amel etmeli, helalinden kazandığı temiz rızık ile iftar etmelidir. Yukarıda bildirilen şekilde oruç tutarsa, işte o zaman Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) haber verdiği kimselerden olur.