Şeyhülislâm Hoca Sâdeddin Efendi

Hoca Sâdeddin Efendi 23. Osmanlı şeyhülislâmıdır. 943’te (m. 1536) İstanbul’da doğdu. Babası Yavuz Sultan Selim’in çok sevdiği nedimi Hasan Can’dır. Sâdeddin Efendi, Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi’­nin tedrisinde yetişti. Sultan 3. Mehmed’e hocalık yaptıktan sonra Şeyhülislamlığa getirildi. 1008 (m. 1599)’da İstanbul’da vefat etti.

“Risâle-i Kuşeyriyye Tercümesi” isimli eserinde şöyle buyurmaktadır:
Zamanımızdaki bazı cahil tekke şeyhleri, yalancı, sahte tasavvufçular, İslamiyete uymayan hareketlerinden dolayı kendilerine itiraz edilince, (Bunlar ilm-i zâhirde haramdır. Biz ilm-i bâtın sahipleriyiz. Bizim için helaldirler) diyor. Böyle söylemek küfürdür. Böyle söyleyen ve işitip kabul eden kâfir olur. Tevil etmesi veya bilmeden söylemesi özür olmaz. Bu zındıklar, (Siz ilmi kitaplardan öğreniyorsunuz. Biz ise, sahibinden, yani doğruca Muhammed aleyhisselâmdan alıyoruz. Buna kanaat etmez, razı olmaz isek, Allah’tan sorup öğreniyoruz. Kitap okumaya, üstaddan öğrenmeye ihtiyacımız yok. Allah’a kavuşmak için, ilm-i zâhiri terk etmek ve İslamiyeti öğrenmemek lazımdır. Bizim yolumuz batıl olsaydı, böyle yüksek hallere, kerametlere kavuşabilir miydik? Nurları ve Peygamberlerin ruhlarını görebilir miydik? Bir günah yaparsak, rüyada bize bildiriliyor. Sizin haram dediğiniz şeyi yapmamız için Allah bize rüyada izin veriyor. Bunun bize helal olduğunu anlıyoruz) diyorlar.

İslamiyeti yıkıcı, yok edici böyle sözler ilhâddır. Yani Kitabın ve Sünnetin açık manalarını değiştirmektir. Dalalettir. Yani müminlerin yolundan ayrılmaktır. İslamiyet ile alay etmektir. Böyle bozuk sözlere inanmamalıdır. Bunların bozukluğunda şüphe etmek bile küfür olur. Bunları söyleyene ve inanana (Zındık) denir. Zındık, maddeye, tabiate tapınan Dehrî demektir. Allah’a ve ahiret gününe inanmayan sahte Müslüman demektir.

İslamiyetin ahkamı ilham ile anlaşılmaz. Ehlullahın İslamiyete uygun ilhamları doğru olur. Fakat bunlar dinde senet olamazlar, yani bunlarla amel etmek kimseye vacip değildir.