Şeyhüsislâm Çerkez Halil Efend

Çerkez Halil Efendi 136. Osmanlı Şeyhülislâmıdır. Medrese tahsilini tamamlayıp müderrislik, İs­tanbul Kadılığı, Anadolu ve Rumeli Kadıaskerlikleri yaptıktan sonra Şeyhülislâmlık ma­kamına getirildi. Bir yıl yedi ay sonra Sadrazam Halet Efendi tarafından azledilerek önce Bursa, sonra Afyon’da ikamete memur edildi. 1236 (m. 1821)’de orada vefat etti.

Bir dersinde şunları anlattı:

İnsanlar dört kısımdır.
Birincisi: Günahlara dalmıştır. Allahü teâlâ ona kıymet vermez. Böyle kimselerden olma. Onlar arasına katılma. Çünkü onlar, Allahü teâlânın azâbına müstahak kimselerdir. Onlardan Allahü teâlâya sığınırız.
İkinci kısım kimseler hikmetle konuşurlar, fakat onunla amel etmezler. İnsanları, Allahü teâlâya davet ederler, fakat kendileri Allahü teâlâdan kaçarlar. Başkasının ayıbını, çirkin işlerini görürler, fakat kendi yaptıklarını görmezler. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadîs-i şerîfte; “Ümmetim hakkında en korktuğum, kötü âlimlerdir” buyurmuştur. Bundan Allahü teâlâya sığınırız. Böyle kimselerden uzak dur. Tatlı sözleri ile sana tesir edip, seni çarpmaması için, ondan süratle kaç. Yoksa, kötülüklerinin ateşinde seni de yakarlar, içinin ve kalbinin pis kokusuyla seni öldürür.
Üçüncü sınıf kimsenin; kalbi vardır, fakat konuşmaz. O, öyle bir mü’mindir ki, Allahü teâlâ onu insanlardan gizlemiş, onu himâye etmiş, ona nefsinin ayıplarını görmeyi nasip etmiş, kalbini aydınlatmış, insanların arasına karışmanın ve lüzumsuz, faydasız ve fazla konuşmanın zararını, istenmeyen durumlardan kurtulmanın susmakta ve yalnızlıkta olduğunu bildirmiştir. Resûlullah efendimizin şu mübârek sözüne iyi kulak ver: “Susan, kurtulur.”
Dördüncü kısımdakiler; Allahü teâlâyı ve âyetini bilen kimsedir. Allahü teâlâ, bu kulunu derin âlim, insanları Allahü teâlâya davetçi, onları korkutucu, insanlara doğru yolu gösterici ve Peygamberlerine (aleyhimüsselâm) vâris kılmıştır. Bu mertebe, peygamberliğin dışındaki en yüksek mertebelerdendir. Böyle kimselere yapış. Onlara muhalefet etme. Onlara düşmanlık yapma. Onlardan uzaklaşma. Onun nasihatini terk etme. Çünkü kurtuluşun, onun söylediklerindedir. Helak ve dalâlet, onun sözünün dışındaki sözlerdedir…

Comments are closed.