Şeytan cimrileri çok sever…

Şeytan cimrileri çok sever…



Cimrilik; verilmesi îcâb edeni vermemektir. Verilmesi îcâb eden şeyi veren, cimrilikten kurtulur

 

Ebû Abdullah el-Havlânî hazretleri Şâfîî mezhebi âlimlerindendir. 181 (m. 797)’de doğdu. 267 (m. 880)’de Mısır’da vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Allahü teâlâ cimriliği zemmedip kötülemiştir. Bu hususta âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler çoktur. Resûlullah Efendimiz (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem); “Allahım! Cimrilikten sana sığınırım,” buyurmuştur.

Başka bir hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: “Cimrilik, dünyaya rağbetin, cömertlik de zühdün meyvesidir.” Yahyâ bin Zekeriyyâ (aleyhisselâm) bir defasında İblis’e rastladı. “Ey İblis! Bana söyle, insanlardan en çok kimi seviyorsun ve onlardan en çok kime kızıyorsun?” deyince, İblis şöyle cevap verdi: “Bana göre insanların en sevimlisi, cimri mü’mindir. En çok kızdığım da, günahkar fakat cömert olan kimsedir.”

Yahyâ aleyhisselâm, İblis’e bunun sebebini sorunca, İblis; “Mü’minin cimriliği benim için kâfidir. Günahkar fakat cömert olana gelince, Allahü teâlânın, onu cömert olduğundan dolayı affedeceğinden korkuyorum. Eğer bu suali sen değil de bir başkası sorsaydı, cevap vermezdim” dedi. Cimrilik; verilmesi icap edeni vermemektir. Verilmesi icap eden şeyi veren, cimrilikten kurtulur. Vermesi vacip olan ve vacip olmayan yerlerde vermeyi zor görmek de cimriliktir. Cimri, vermesi icap eden yerde vermemeyi, mala düşkün olmayı tercih eder. Gönül rızası ve hoşluğuyla vermekten çekinir. Verdiği zaman malının tükeneceğinden, vefatından sonra çoluk-çocuğunun aç kalacağından, hatta ileride kendisinin bu duruma düşeceğinden endişe eder. Cimriliğin altında; mal sevgisi, uzun emel ve çoluk-çocuk sevgisi yatmaktadır. Cimrilik, insanın parayı sevmesinden de hasıl olabilir. Bazı kimseler vardır ki, çok malı, parası vardır. Çoluk-çocuğu da yoktur ki onlar için biriktiriyor denilsin. Hal böyle iken, malının zekatını vermez. Başka ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmaz. Hatta kendi ihtiyaçları için bile harcamaz. Onun bütün rağbeti, en büyük arzusu ve en çok lezzet aldığı şey, paralarını yanında ve elinde görmektir. Kalbi bundan zevk alır. Öleceğini bilen ve bütün mallarının, mirasçılarına kalacağını bilen bir kimsenin bu derece gaflet içinde bulunmasına, mala, mülke bu kadar gönül vermesine ne kadar şaşılır.