Şeytandan daha şerli olan!

İmam Mâlik Hazretleri buyurdu ki: “İlmiyle tanınmak isteyen bir âlim, şeytandan daha şerlidir!” İlmiyle amil gerçek âlim medhedilmiştir, övülmüştür. Peygamber efendimiz, “Âlimlere tâbi olun! Onlar, dünya ve ahiretin ışıklarıdır.”, “Âlimler; kurtuluş yolunu gösteren, birer rehber ve kılavuzdur” buyurmuştur. 
Hadis-i şerifte buyuruldi ki: “Üç kişiye ikram eden, Allaha tazim etmiş olur: 
1- Müslüman olarak yaşlanana. 
2- Kur’an-ı kerimi hıfzedene. 
3- Âlime.”
Bir âlimin gerçek âlim olabilmesi için bildiği ile amel etmesi lazımdır. İlmi ile âmil olmayan din adamına âlim denilmez, buyurdu. İblîs, bütün dinleri biliyordu. Fakat ilmi ile amel etmedi. Çölde kalan kimsenin yanında çeşitli silâhlar bulunsa, bunları kulanmasını iyi bilse ve çok cesûr olsa, kendisine hücûm eden arslana karşı kulanmadıkça, bu silâhların fâidesi olur mu?
İmam Mâlik’e “İlimde râsih olanlar kimlerdir?” diye sormuşlar. İmam şu cevabı vermiştir: “İlmi ile âmil olup önceki âlimlerin tesbit ettiği ilmî hakikatlere tâbi olanlardır.”
Ka’b’ül-Ahbâr buyurdu ki: “Âhir zamanda âlimler, devlet büyüklerinin yakınlığını kazanabilmek için, bir kadın hakkında birbirine giren insanlar gibi, yekdiğeriyle ihtilâf edeceklerdir. Allahü teâlânın kulları içindeki şerliler işte bunlardır.” 
Hâtem’ül-Esam diyordu ki: “Zühd ve fıkıhla ilgili ilimleri bırakarak sadece kelâm ilmiyle iktifa eden kimse zındık olur! Fıkıh ve kelâm bilgilerini bırakarak sadece zühd ile iktifa eden kimse, bid’at sahibi olur! Zühd ve kelâm ilimleriyle ilgilenmeksizin sadece fıkıh ilmiyle yetinen kimse de, fâsık olur! Hepsini bir araya getiren kimse ise kurtuluşa erer!..” 
Ebû Hafs el-Haddâd zamanının âlimlerine derdi ki: “Sizler ne zamana kadar birtakım risâle ve dîvân yazmaya devam edeceksiniz?.. İlim ancak bir vâsıtadır. Düşman hazırken siz, âlet ve vasıta toplamakla meşgul oluyorsunuz. Din düşmaları ile ilmi mücâdeleyi ne zaman yapacaksınız?”

Comments are closed.