Seyyid Şerif Cürcani

Seyyid Şerif Cürcani rahmetullahi aleyh, büyük kelam ve fıkıh âlimi ve evliyadandır. Soyu Peygamber efendimize ulaştığından Seyyid Şerîf ismiyle tanınıp meşhur oldu. 1339 (H.740)  târihinde İran’da Cürcan’da doğdu. 1413 (H.816) tarihinde Şîrâz’da vefât etti. Alâüddîn-i Attâr hazretlerinin teveccühleri ile kısa zamanda evliyâlık yolunda kemâle gelip, olgunlaştı. Şerh-i mevâkıf isimli eseri İslam dünyasında meşhur oldu. Bu eserinin besyüzkırkbirinci sahîfesinde diyor ki: 
(Kâdî Ebû Bekr “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyurdu ki: Allahü teâlâya yakışmaz mana çıkmayan, Ona yakışan isim söylenebilir. Çoğunluk ise, belli doksandokuz isimden başkası söylenemez dedi). Allahü teâlânın Kur’ân-ı kerîmde bildirdiği doksandokuz isminden birçoğu, yaratıcı olduğunu göstermektedir. Meselâ, Mukît, Hâlık, Bâri, Müsavvir, Razzâk, Mübdi, Mu’îd, Muhyî, Mümît, Kayyûm, Vâlî, Bedî’ isimleri böyledir. Bu oniki isimden, meşhûr olan (Hâlık) ismi, takdîr, tayin edici demektir. (Bâri) var edici demektir. (Müsavvir) sûret vericidir. Meselâ, bir mühendis, binâ yapmak isteyince, önce lâzım olan kereste, tuğla, arsa, odaların adedi, büyüklüklerini takdîr ve tayîn eder, keşfeder, plân hâzırlar. Halk, bu demekdir. Sonra, mimâr bu plâna göre binâyı yapar. Mimâr binânın bârisi olur. Nihâyet, binânın nakışları, süsleri yapılır. Bunu yapan, müsavvir olur. Allahü teâlânın, her işinde, şerîki, ortağı yoktur. Her varlığın hâlıkı, bârisi, musavviri yalnız Odur. Yaratmak, yoktan var etmektir. Maddeyi yok iken var etmek ve var ettikten sonra, başka bir varlığa çevirmek de yaratmaktır. Meselâ, (İnsanı nutfeden, cinni ateş alevinden yarattı) meâlindeki âyet-i kerîme böyle olduğunu bildirmektedir. Yerler, gökler yok idi. Bunların hepsini sonradan var etti. Hakîkatte hâlık ve râzık Allahü teâlâdır. İnsana hâlık veyâ râzık demek ilhâddır. Insanın sıfat-i asliyyesi acz ve iftikardır. Hak teâlânın sıfat-ı zâtiyyesi, kudret ve gınâdır. İnsanlara, yarattı dememeli, Allahü teâlâya mahsûs olan Hâlık ismini kimse için kullanmamalı ve ad takmamalıdır…